Blog

  • Kuzenim İle Yaşadığım Sıcak Dakikalar

    Kuzenim İle Yaşadığım Sıcak Dakikalar

    Arkadaşlar Öncelik İle Sizlere Kendimden Bahsetmek İstiyorum Benim Adım Gözde 19 Yaşında Esmer Güzeli Bakımlı Spor İle Uğraşan Bir Kızım Kuzenim Berkay Oda 20 Yaşında Sarışın Uzun Boylu Bakımlı Bir Erkek Bizim Ailelerimiz Çok Dindar Bir Aile Değildir Genel de Ailede Evlilik Falan da Olurdu Kuzenler Evlenirdi Annem Banu 39 Yaşında Babam Niyazi Oda 52 Yaşında Bir İş Adamı Babam Evde Hiç Durmazdı Ben 7 Yaşımdan Beri Babamı Düzgün Evde Göremezdim Alışmıştım Artık Bu Konuya Pazar Günleri Falan Teyzeme Giderdik Veya Dışarıda Kahvaltı Yapardık Babam Hiç Böyle Şeylere Katılmadı Kuzenlerimin Arasından Bir Tek Berkay’a Yakındım Aramızda Bir Yaş Vardı Onu Sıcak Görürdüm Kendime Beraber Muhabbet Ederdik Sohbet Ederdik Dertleşirdik İkimizde Birbirimize Sevgililerimizi Anlatırdık Aramızda Bir Şey Yaşayacağımız Aklımızdan Bile Geçmedi Hiç Bende Hiç Düşünmezdim Ama Bir Anda Berkay’a Farklı Bir Şekilde Bağlanmıştım Onu Görünce Farklı Bir Şey Hissediyordum.

    Ama Aşık Falan Olmadım Sadece Kendimi Tatmin Etmek İçin İstiyordum Onu Belkide Bu Nasıl Oldu Onu da Sizlere Anlatayım Arkadaşlar Bir Akşam Yine Onlara Oturmaya Gittik Berkay Odasında Telefon İle Konuşuyordu Sevgilisi İle Konuşuyordu Galiba Bilmiyorum Ama Telefonda Kıza Bağırıyordu Gelemem Bu Akşam Yanına Falan Diye Kuzenlerim Bize Geldi Falan Diyordu Yanlışlıkla Galiba Telefonu Dışarı Verdi Sesi Kız Resmen Kendini Tatmin Ediyordu İnliyordu Lütfen Gel Falan Diyordu Beni Mutlu Etmeni İstiyorum Falan Demişti Ben O An Kendimi Bir Değişik Hissettim Ve Bir Anda Ben Azgınlığım Tutmuştu Banyoya Gittim Ve Bir Açtım Ve Kendimi Ellemeye Başladım Çok Azmıştım Nasıl Oldu Bilmiyordum Ama Kendimi Bir An Kaptırmıştım Ben 16 Yaşında İken Lisede Erkek Arkadaşım İle Birlikte Olmuştum Ve Kızlığımı Bozdurmuştum Ama Bundan Ailemin Haberi Yoktu Ben Banyoda 15 Dakika Kaldım Boşalmıştım Artık.
    O yazdaki olaylar on yıl önce oldu. Ama hafızamda, dün olduğu gibi, şimdiye kadar taze ve renkli. O zamanlar ofisimi evimden 50 kilometre uzakta olan bir şirkette çalışıyordum. Ancak şirket bu uzak kasabadaki yeni bir ofise taşındığından, tüm personel düzenli olarak otobüsle iş yerine ve geri götürüldü. Doğru, bu çalışma koşulları kabul etti, tüm, bu yüzden başladıktan sonra, yeni bir binada zorunda doldurmak personel sayısı, yerel halk. Yani bizim bölümü geldi yeni bir çalışanı – Inna, alçakgönüllü, biraz utangaç, sevimli, düşük ve zayıf kız, sadece enstitüsü olan ve girişken bir karakter, yaramaz bir gülümseme ve bir şekilde zor bir çekicilik erkek bakışta ince bir yüz, ince bel, ince bacaklar ve yüksek göğüs. Genel olarak kıyafet kodumuz olmamasına rağmen, oldukça sıkı ve kaba bir şekilde giyinmişti.
    Enstitüde elde edilen tüm bu erdemlere ve iyi bilgiye sahip olan, Dünün üniversite mezunu olan pratik bir iş deneyimine sahip değildi. Bu nedenle, bölüm şefinin kararı ile bana stajyer olarak başvurdu. Şunu söylemeliyim ki, dokuz kişilik ekibimiz neredeyse aynı kadınlardan oluşuyordu. Hepsi yetişkin yavruları ve hatta torunları olan saygın yaştaki hanımlardı. Bana ek olarak, o zaman yirmi yedi yaşındaki genç adam, departmanda başka bir erkek vardı-emeklilik öncesi yaş büyükbabası, göreceli sessizlik ve huzur içinde oturan, bir buçuk yıl boyunca hak ettiği dinlenmeye kadar kaldı. Inna ile ilişkimiz başından beri başarılı olmaya başladı. İş ilişkisinden bahsediyorum.
    Ona çalışmamız hakkında anlattığım her şeyi dikkatle dinledi, verdiğim tüm görevleri ve görevleri özenle ve özenle yerine getirdi. Masalarımız yan yana duruyordu ve mühlet anlarında, onunla birlikte kahve içtik, soyut konularla konuştuk. Böylece mezun olduktan sonra başkentten memleketine geldiklerini öğrendim. burada iki yıldır tanıştığı genç bir adam var. Ve onu evlendirmese de ve birlikte yaşamıyorlarsa da, genel olarak kişisel yaşamında mutludur. Bir gün, Temmuz ayı sonlarında, iş gününün sonuna kadar yaklaşık kırk dakika boyunca bir şey kaldığında, masalarımızda oturduk ve tamamen endişelerimize dalmış olarak çalıştık. Mersin escort Inna benim isteğim üzerine projeyi bitirdi ve ben bir rapor yazdım. İşler aceleyle ve sabırsız ertelemelerdi – Ayın sonu bir şekilde. Çalışanların geri kalanı zaten yavaş yavaş toplanmaya başladı, kağıtları koydu, bilgisayarları kapattı ve giderek pencereden dışarı baktı, herkesi eve götürecek bir otobüs bekliyordu. Ve zaten bu kırk dakika içinde, raporu bitirmek için zamanım olmayacağını gördüm, yarın teslim etmek gerekiyordu ve iş en az bir buçuk saat oldu. İş yerinde kalmak, otobüsün bensiz gideceği anlamına geliyordu ve bu gece eve gitmeyeceğim.
    Bu sefer beni tamamen parçaladı-tangalarını yırttı, çoraplarını ve ayakkabılarını çıkardı, bacaklarını Yukarı kaldırdı, tüm deliklerim “tam erişim” içindeydi ve Mersin escort klitorise emdi! Klitoris ve küçük Labia her zamankinden biraz daha büyük ve bu onu çok getirdi. Onun etkileyici horoz tükürüğüm tarafından yeterince yağlanmıştı ve bana sorunsuz bir şekilde girdi – bu bir zevkti – ve daha keskin bir şekilde bana girdi, daha çok sevdim! Sonra karnımı aşağı çevirdi, göğsümü koltuklara bastırdı ve kıçımı yüksek tuttu, elini saçımdan aldı ve yüzümü çevirdi, böylece ona ve beni nasıl becerdiğine baktım ve keskin bir şekilde sikimi kıçıma soktu!
    Bu yüzden bir buçuk saat sürdü-beni bir oyuncak gibi tükürdü ve üç ya da dört kez bitirdi, kendim-on kez!!! Bende bir sorun yok. Sonra dükkana geri döndük! Ceketimi üzerimde görmek istedi! Tam olarak nasıl bir kez daha deneyebileceğimi anlamadım, bacaklarımdaki sperm ve tüm deliklerden (tanga ve çoraplar artık yoktu) akarken, ama Nicholas benimle gitti ve üst sınıfa hizmet ettik! Medeni bir ortamda bana bakan o, uzun zamandır böyle bir metresi aradığını ve gardırobumu tamamen değiştirmeye hazır olduğunu söyleyerek tekrar heyecanlandı! Doğal olarak, beni mağazadan eve götürdü, burada kasadan uygun miktarda para aldım ve kocasına bu yeni ürünü kendisinin aldığını söyledi.
    Daha sonra onunla  birçok kez görüştük … kendini beğenmiş ve gururlandırdı, beni arkadaşlarıyla kapalı partilere ve çıkışlara eskort olarak davet etti, hatta bu tür çıkışlar için uygun kıyafetleri satın aldı. Doğal olarak, zevkini inkar edemedi, bu partilerde beni beceremedi ve böylece arkadaşları bunu biliyordu, hatta gördü. Beni her zaman cömertçe hediyeler ile ödüllendirdi! VIP sauna partilerinden birinde, biz sadece ayakkabı, küçük bej-altın şeffaf tanga, hem de altın zincirleri giymiş olmak, onunla Tango dans etmek kaderinde fantam oldu: ayak bileği, bel, kol ve saç!!! Doğru, tanga, dans sırasında beni çoktan çıkardılar. Küçük bir grup arkadaşıyla okyanus denizlerine birkaç gezi yapıldı!

    amatör sex hikayeleri anal sex hikayeleri ensest hikayeler erotik hikayeler porno hikaye porno hikayesi seks hikaye sex hikaye
  • Kuzenimle ilk defa Anal sex deneyimimiz

    Kuzenimle ilk defa Anal sex deneyimimiz

    Herkese yeniden merhaba.Kuzenim ve beni herkes tanımıştır umarım.Yine de ilk başlarda bahsetmek istiyorum.Hikayelerimin devamı gelecek çünkü.Ben Ahmet İstanbul’da yaşıyorum.Olaylar kuzenim Ayten ile aramızda yaşadıklarımız ile geçmektedir.Ayten 36 yaşında ben 30 yaşındayım.İş özel bir kafede kadınlara fal bakıyorum.Bazı müşterilerim seks istiyor ve isteklerini karşılıyorum para karşılığında tabi.Kuzenim Ayten ateşli azgın seks yapmayı çok seven içindeki orospuluğu benim yanımda çıkarmaya başlayan bir kadındır.

    Bir gün Kuzenim Ayten ile evde vakit geçirmek istedik.Yoğun işlerden artık yorgun düşüyor Aysel hanım arkadaşlarına bizden bahsetmiş baya tekli almaya başlamıştık.Ayten kısmeti açılıyordu.Artık dinlenme vakti gelmişti.Karar aldık ve iki gün işe gitmeyecektim evde beraber vakit geçirecektik.Bir akşam yemek yedikten sonra film izlemeye karar verdik.Ben Kuzene takılıyorum mikili film mi izlesek diyordum.Kuzenim dinlenmek istediğini belirtiyordu.Neyse açtık duygusal bir film.Beraber battaniye altına girerek romantik bir loş ışıklı ortamda film izlemeye başladık.Öpüşme sahnesinde dudaklarıma yapışıyor beni tahrik ediyordu kız.Yapma dedikçe bir kaç defa denedi bu harekete.Ben artık dayanamadım.Ayten’i koltuğa uzatıp amını yalamaya başladım.Kız benimle seks yaşamanın iş ilişkilerine benzemediğini çok zevk aldığını belirtti.Bence Ayten her sikişte zevk alıyordu izliyordum yaşıyordu seks yaptığı kişiler ile ilişkilerinde.Amını yaladıkça yine bu azdı ve sikimi çıkarıp emmeye başladı.Kız seks makinesiydi ya resmen.Ağzına aldıkça bende Ayteni artık sert sikmek istiyordum.

    Ön deliğine kanepede uzatıp sokmaya başladım.Bir yandan hafif yan dönmüş poposunun bir kenarı dışarı çıkmıştı.Bunu görünce poposuna şaplak atıp sokmaya devam ettim.Ayten’e domalmasını söyledim.Yarısı kanepede kalacak şekilde götü dışarıya dönük domalttım.Sizlerde deneyin çok güzel bir pozisyon çok severim ben.Ayten’in amına sokuyordum ama gözüm arka deliğindeydi tabi.Teklif etsem mi siye düşünüyordum.Öyle bir kadın vardı.Sevda hanım ön deliğini siktirip rahatladıktan sonra koca götüne soktururdu.Yanımda giderken her zaman prezervatif götürürdüm napayım.Sevda hanım taşınmış bir daha uğramaz olmuş bende arkadan ilişkiyi gerçekten özlemiştim.Artık Ayten’e sormak istiyordum.Sordum arkadan ilişkiye girelim olurmu dedim.Canım güzel sular akan şelale deliği varken napacaksın bok deliğini dedi.Ona erkek olmadığın için anlamazsın popo erkekler için çok önemlidir en çok seks duygularımız göte bakarak gelişir dedim.Acır ama aşkım dedi.Bende kayganlaştırıcı vardı.Koca siki bile iğne deliğinden geçirecek kayganlaştırıcı.Yok aşkım kayganlaştırıcı var hissetmezsin bile lütfen hadi arkadan ilişkiye girelim dedim.Aşkım acır sa ya dedi.Bende acımayacağına söz verdim.İki paket kayganlaştırıcı getirdim hemen.Kayganlaştırıcılar ıslak mendil paketi gibidir tekli ıslak mendiller olur ya aynen öyle.Bir tanesini açıp deliği sıvadım.Diğerini sikime sıktım.Kesinlikle hissetmeyecekti kuzen.Parmağımı sokmayı denedim rahatlıkla giriyordu.Acıyormu diye deneme yaptım.Yok canım ama hissediyorum parmağımı içimde diyordu.Bunu yaparsak anal seks isteyen müşterilerimize de cevap verebilecektik.

    Sikimin kafasını ufaktan sokmaya başladım.Kayganlaştırıcı olduğu için lappp diye girdi aletim.Tamam mı canın acıyormu dedim hayır aşkım devam et çok zevkliymiş dedi.İşte bu kadar dı olay.Sizlerde arkadan anal ilişki yaşamak isterseniz kayganlaştırıcı mutlaka deneyin çok mükemmel bir şey.Neyse ben sokmaya devam ediyordum.Sikimi ufak ufak tamamına gelecek şekilde ölçüler ile sokmaya devam ettim.Kız artık zevk alıyor amını okşamaya başlıyordu.Bir yandan iniliyor Ahmet bana naptın sen seks yapmak çok güzelmiş bağımlılık yaptı köpekk diye bağırıyordu.Tam seks kadını olmuştu.Ne kadar başkaları ile ilişkiye girsekte o benim aşkımdı.Gidip gelmeye devam ettim.Ayten ön deliğinden bir yandan boşalmaya devam ediyordu tabi.Boşalmak istedim dayanamadım çok özlemiştim arkadan sokmayı.Aşkım boşalmak istiyorum dedim kız kabul etmedi.Başta korkan kız bana kızıyordu lütfen devam et hayır aşkım hayır diyordu.Yapacak bir şey yoktu.Götüne boşalmaya başladım.Çok rahatlamıştım.Hemen kuzen Ayten’in poposunu temizlemeye başladım.O gün ilk anal seks yapışımızdı.O da canı acımadığı için mutlu olmuştu.Devamı var bütün seks ilişkilerimizi burada sizler ile paylaşacağım.Herkese iyi geceler

    anal sex hikayeleri ensest hikaye ensest hikayeler erotik hikayeler porno hikaye porno hikayesi seks hikaye seks hikayesi sex hikaye
  • Ensest Bir Hikayemizin Başlangıcı

    Ensest Bir Hikayemizin Başlangıcı

    Havalimanına gelmiştik. Yengem kolumu sıkı, sıkı tutuyor, yeni kalkış yapan havada ki uçağa bakıyordu. İç terminale doğru gidiyorduk.

    Yengem;

    -Kuzey çok korkuyorum geri mi dönsek?
    -Yok artık sensiz mi gideceğim İzmir’e?
    -Git ne olacak ki?

    Olmaz dercesine kafamı yukarıya kaldırıp, indirdim. Elini sımsıkı tutuyordum. Oda korkudan elini tuttuğumu bile bilmiyor, farkında değildi. Hiçbir eşya götürmediğimiz için, çantalarımızı alıp çıkmıştık. Evdeki tüm eşyalar kalmış, Veysel abi onları satacaktı. Bir dakika? Eyvah! Yengemin yeni aldığı gecelikler, seks yaptığımız o oda? Aman Allah’ım kan beynime sıçradı. Yengemin de elini tuttuğum için ben donup kalınca oda gidemiyor, bekliyordu.

    -Canım ne oldu? Bembeyaz oldun, iyi misin? Kuzey?
    -Kıyafetler? Oda? Özge, ev çok dağınık. Şimdi girecekler, o iç çamaşırlarını orta yerde görecekler ben gelmiyorum.

    Tam geri döndüm ne yapacağımı düşünüyordum dondum kalmıştım. Yengem yanıma gelip sarıldı boynuma;

    -Şapşiksin biliyorsun değil mi? O kadar düşüncesiz bir kadın mıyım ben? Eve gidip çöpe attım onları. Çarşafı falan söktüm yataktan attım ne varsa çöpe.
    -Of özge ölüyordum, kalbime bak
    -Oha en son birlikte olduğumuz da böyle atıyordu bu.

    Bacaklarımın tüm bağları kopmuş, uzanıvermiştim yere.

    -Of yemin ederim tansiyon hastası olacağım bu yaşta.
    -Kalk hadi üşüteceksin, hem bir şey oldu sanacaklar. Aha baban geliyor.

    Elimi bırakmış yanımda duruyordu. Babam koşarak geldi.

    -Paşam kalk ne oldu iyi misin? Aslanım?
    -Baba iyiyim gözüm karardı birden.
    -Kalk hadi kalk, heyecan yapmışsındır. Annen ne sürprizler hazırladı size. Gel elini yüzünü yıkayalım.

    Yengem girdi araya;

    -Enişte biz gideriz Kuzeyle siz halledin bilet işini.
    -Tamam kızım.

    Yengem boynuma sarılmış konuşuyordu;

    -Salaksın, aptal, gerizekalı
    -Höh orospu çocuğu da de tam olsun?
    -Hahah yok o kadar değil. Nasıl düşünmem sandın ki bunu.
    -Ne bileyim ya.
    -Kuzey?
    -Efendim?
    -Altıma işicem hızlı yürü hadi.
    -Yürüyoruz ya.

    Resmen el ele gittik lavaboya. Aynaya geçtim boynuma bakıyordum. Yakası havada v yaka tişört tam bir keko gibiydim. Ama morluk geçmiş, çok az bir şey kalmıştı indirdim artık yakamı. Yengemi tuvaletin kapısında bekliyordum. Babam oradan el sallıyordu. Gelmemizi istiyordu. Bir dakika diye işaret ettim. Yengem çıktı kapıdan.

    -Of stresten işe işe bitmedi, hadi gidelim
    -Hadi, heyecan yapma bak ben yanındayım
    -Kavalyem benim.

    Sarılmıştı koluma. İçeriye alıyorlardı artık. Uçağa binecektik. Babam biletleri elimize verdi. İşte anlattı koltuk numaranız şurada yazıyor uçakta da burada yazıyor. Bakar oturursunuz. Tamam baba dedim. Sırayla geçtik. Uçak görevlileri hoş geldiniz efendim. Diyor güler yüzle karşılıyordu. Yengem şaşkın gözlerle bakıyor;

    -Kuzey bu nasıl karşılama bir kolonya tutup, lokum vermedikleri kaldı.
    -E yenge uçak böyle bir şey demek ki.

    Gözüm numaralardaydı. Yengem ile ben yan yana, baran kenarı da ki koltukta. Kızlar ile de babam oturuyordu. Babam ve kızlar 4 koltuk ilerimizdeydi. Biz koltuklarımıza geçip oturduk. Uçağın kanatın yanındaydık. Pencere dibine ben ortada yengem vardı. Koluma sımsıkı sarıldı. Titriyordu.

    -Bir tanem korkma, dönme dolap gibi düşün. Hem yine ben varım bak yanında.

    Biraz rahatlamıştı. Yolcular yavaş yavaş dolduruyordu koltukları. Anons yapıldı.

    Yengem pür dikkat anonsu dinliyor, hostesleri izliyordu;

    -Sevgili yolcularımız uçağımıza hoş geldiniz. Uçağımızda uymanız gereken emniyet kurallarına dikkatinizi çekmek istiyoruz. El bagajlarınızı baş üstü dolaplarınıza, veya önünüzdeki koltuğun altına yerleştirilmesi gerekmektedir. Cep telefonu ve cep telefonu özelliği taşıyan cihazların uçuş moduna alındığından ve kapatıldığından emin olunuz. Tehlike anında uyulması gereken kuralları ve uçak içerisinde elektronik aletlerin kullanımına ilişkin detaylı bilgileri içeren güvenlik kartını koltuk cebinde bulacaksınız. Kemeriniz gösterilen şekilde bağlanır, belinize göre ayarlanır ve açılır. Emniyetiniz için uçuş boyunca kemerinizi bağlı tutunuz. Bebekli yolcuların kabin ekibi tarafından verilecek olan bebek emniyet kemerini kullanmaları gerekmektedir. Uçak yerde hareket halindeyken, kalkışta ve inişte, koltuğunuzu dik, güneşliğinizi açık ve masanızı kapalı duruma getiriniz, eğer var ise ekran kumandanızın yerinde olduğundan emin olunuz. Kabin basıncında bir değişiklik olursa, başınızın üzerindeki kapaklar otomatik olarak açılacak, oksijen maskeleri ortaya çıkacaktır, en yakın maskeyi kendinize doğru çekiniz. Ağız ve burnunuzu içine alacak şekilde, yüzünüze yerleştiriniz. Çocuklu yolcularımızın, çocuklarından önce kendi maskelerini takmaları gerekmektedir. Acil bir inişte, yaka ve kravatınızı gevşetiniz, koltuğunuzu dik duruma getiriniz. Masanızı kapatınız. Güneşliğinizi açınız. Üzerinizdeki sivri cisimleri ve sivri topuklu ayakkabınızı çıkartınız. Bebeğinize can yeleğini giydiriniz ve derhal şişiriniz. Acil durumlarda can yeleği bebeklere kabin ekibi tarafından verilecektir. Çarpmaya hazır olun ikanızı duyduğunuzda, öne eğiliniz, kollarınızı dizinizin altında birleştiriniz. Uçağımızda 8 adet çıkış bulunmaktadır. Tehlike anında, çıkış yönünüzü gösteren ikaz ışıkları, çıkış kapılarının üzerinde, koridor boyunca yerde, veya koltukların alt yanında bulunmaktadır. Acil inişlerde, uçağı kapılardan şişen otomatik kaydıraktan kayarak terk ediniz. Suya inişlerde, kapılarda bulunan kaydıraklar, bot veya yüzen araç olarak kullanılır. Can yeleğiniz koltuğunuzun altında, veya iki koltuk arasındaki bölme içerisindedir. Talimat verildiğinde yerinden çıkartınız, gösterilen şekilde başınızdan geçiriniz, bantları öndeki bağlantılara takınız ve çekerek belinize göre ayarlayınız. Yeleği uçağı terk ederken alt ucundaki görülen kırmızı kolları çekerek şişiriniz. Plastik boru veya borulardan üfleyerekte yeleğinizi şişirelebilirsiniz. İşaret fişeği suya temas edince otomatik olarak yanacaktır. Türk Hava Yolları’nı tercih ettiğiniz için teşekkür eder, keyifli yolculuklar dileriz.

    Yengem her denileni harfiyen uygulamış, kollarımı sımsıkı tutmaya devam ediyordu. Uçak takside piste doğru ilerliyor, kalkış için uygun konuma geliyordu. Uçak hareket etmeye başladı. Git gide hızlanıyordu. Yengem kolumu öyle sıkı tutuyordu ki canım acımaya başlamıştı. Uçak havalanmaya başladı. Yüzünü omzuma bastırıyor, yüzünü kapatıyordu.

    -Canım iyi misin?

    Hayır dercesine kafasını sallıyor konuşmuyordu. Uçak iyice havalandı ve sağa doğru yatmaya başladı. Yengem;

    -Elini ver.

    Ellerimi tutuyor, barana bakıyordu. Ama baran elindeki oyuncağı ile oynuyordu.

    -Bir tanem baran kadar değilsin ya, bak şu çocuğa sen gibi kıvranıyor mu?
    -İçim tuhaf oldu benim…

    Kabin görevlisi yanımıza gelmişti;

    -Merhaba efendim keyifli uçuşlar dilerim. Ben kabin memuru Ayşe iyi misiniz?
    Yengem baygın gözlerle konuşmaya çalışıyordu;
    -Şey bilmiyorum midem bulanıyor, başım dönüyor, istifra etmek istiyorum.
    -Ayağa kalkabilecek misiniz?

    Yengem ayaklandı hemen geri oturdu başı dönüyordu.

    -Ben size yardımcı olayım. Buyurun lütfen koluma girin.
    Yengem kabin memurunun koluna girmiş, uçağın arka tarafına doğru yürümeye başlamıştı meraklı gözlerle onu izliyor, Baran’ı bırakıp peşinden de gidemiyordum. Barana oyuncaklarını oynatıyordum. Pencereden bakındığımda baya yüksekteydik, altımızda bulutlar vardı. Bir 10 dakika geçmişti ki kaptan pilot konuşmaya başladı;

    -“Günaydın bayanlar baylar, sevgili çocuklar. Ben pilotunuz Zekeriya Bayrakçı, ikinci pilot arkadaşım Bahar Cancan ve kabin görevlisi arkadaşımız Ayşe Talipoğlu ile birlikte uçağımız Boing 701 sefer sayılı uçağımıza hoş geldiniz. Size uçuşla ilgili kısa bilgiler vermek istiyorum:
    Şu anda Ankara semalarından havalanalı yaklaşık 13 dakika oldu. Deniz seviyesinden 29.000 feet ve 8800 metre yükseklikte seyretmekteyiz.
    Uçuş rotamızı Ankara, İzmir, olarak belirledik.
    Saat 14.50 de Adnan Menderes Havalimanı’na inmeyi planlıyoruz. İzmir’de 23 derecelik güzel bir hava bizi bekliyor.”

    Konuşma bittiğinde yengem yanıma gelmişti, eli yüzü açılmış kendine gelmişti.

    -Ya ne kadar iyi insanlar buradakiler, kendime geldim vallahi korku falan kalmadı. Tüm kabin çalışanları yanımdaydı teselli verdiler bana, korkumu yendim. Pencereden baktım bulutların üzerindeyiz şuan, gel yer değişelim camdan bakmak istiyorum.
    -Hahaha ne bu hız ya tabi yenge gel.

    O camdan dışarıyı izlerken, servise başlamışlardı. Poşet içinde bir ekmek arası, peynir domates salatalık, içecek bir şeyler. Biz onları yedik baranla yengem hala camdan bakıyor, dışarıyı izliyordu. Yanına yaklaştım;

    -Nasıl? İyi misin?
    -Evet, kendimi kuş gibi hissediyorum.

    Sarı kuşum benim diyerek okşadım saçını, uçak alçalmaya başlamış, inişe geçmişti. Artık yere inmiş, uçak park ediyordu. Yengem çok mutlu görünüyordu. İç terminalden çıktık. Babam;

    -Bekleyin burada arabayı getireyim.

    Babam Havalimanının otogarına gidip arabayı getirecekti. Baran kucağımdaydı. Yengem;

    -Ay hava çok güzelmiş burada Kuzey?
    -Sorma yenge piştim.
    -Aaa senin boynuna ne oldu?

    Fark etmişti. Hiç bozuntuya vermedim.

    -Sorma yenge dün Veysel abiyle gezerken üç beş takıldı da onlarla atıştık. Boynumu sıktılar.
    -Kavga mı ettiniz? Yuh kuzey ya hiç söylemiyorsun gel buraya bakayım var mı bir şey?
    -Abartma yenge ya ne olacak? Boğuştuk işte biraz o kadar. Hadi babam geldi geçelim arabaya.

    Arabaya bindik. Eve doğru gidiyorduk. Uykusuzluktan ölmek üzereydim kafamı yengemin omzuna yasladım, gözlerimi kapattım. Pencere açık rüzgar esiyor, yengemin kokusu burnumu okşuyordu. O kadar güzel bir kokusu vardı ki yengemin. Ereksiyon olmamanız için hiçbir sebep yoktu. İyice sokuldum ona içim geçmiş. Yengemin dürtmesiyle uyandım.

    -Yenge dur ya biraz daha uyuyayım.
    -Kalk evde uyursun.
    -Geldik mi?
    -Evet de Kuzey kalk Allah aşkına evi görmen lazım.

    Yengemin ayak sesleri uzaklaşıyordu. Başımı kaldırdım gözlerimi ovuşturdum. Hava sıcak ama mis gibi esiyordu. Evin önündeydik. Araçtan indim çevreme bakıyordum. Oha amk dedim burası neresi. Sağıma soluma aval aval bakınıyordum. Balkondan yengem çıktı.

    -Kuzey gelsene?
    -Yenge bu ev mi bizim şimdi?
    -Evet.

    Gözlerinin içi gülüyordu. Kendi kendime gülmeye başlamıştım.

    İnanın bana değerli okurlar hangi birine inanacağımı şaşırmıştım artık, Hayallerimin kadını yengemle hayallerimi gerçekleştirdiğime mi? Babama sayısaldan çıkan para sonucu boktan hayatımızın değişmesi mi? Yengemin artık bizimle tamamen aynı çatı altında yaşaması mı? Duygu patlaması yaşıyordum. Kaldırıma çıkıp oturdum. Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Resmen mutluluktan küçük çocuk gibi ağlıyordum. Arkama yaslanıp derin nefes aldım. Denizin, çam ağaçları kokuyordu mis gibi. Beynim zihnim bomboştu hiç bir şey düşünmüyordum. Babam geldi yanıma.

    -Aslanım hadi gelsene içeriye.
    -Uçak tuttu herhalde baba hava alıyordum biraz.
    -Al tabi, evde de alırsın hadi kalk gel.

    Elimden tutup kaldırdı. Eve doğru gidiyorduk. Babam konuşmaya başladı;

    -Geç kalmadan ehliyete yazıl, güzel bir araba çekelim altına. Üniversite sınavın yaklaşıyor, ne düşünüyorsun?
    -Valla hiç bir şey düşünmedim şu olup bitenleri sindirmeye çalışıyorum daha.
    -Düşünmen lazım, iyi kötü iş kurduk çiftçilik dışında bir yük gemisine kar ortağı oldum. İyi kötü Allah’ın izni ile sırtımız yere gelmeyecek ama yine de oku ortam gör.
    -Haklısın baba, o zaman yarın gidelim ehliyete yazılayım. Özel bir kolejle görüşelim. Son sene baya gitmedim okula zaten.
    -Bizim burada bir özel okul var. Konuştum orayla alacaklar seni.
    -Tamam, baba?
    -Efendim paşam
    -Kaç paralık araba alacan?
    -5 10 binlik bir şahin bak işte.

    Olduğum yerde donup kalmıştım. İçimden yav taşşak mı geçiyo babam, güven abiye 100 binlik araba çekiyor, güven abiye traktör alıyor, bize gelince şahin? Sikerim ha diyordum içimden

    -Gel lan şaka yaptım fiyat sorun değil beğendiğini çek altına. Gezeriz galerileri.
    -Hah şöyle de baba ya korktum yüreğime iniyordu.

    Eve girmiştik. Ama ev demeye bin şahit isterdi. Gözlerimle etrafı süzüyordum.

    Gerçekten harika bir evdi. Merdivenlerden yengem süzülerek iniyordu. Ama tanıyamıyordum o kadar güzel olmuştu ki. Arkasında annem;

    -Özge harika oldun, kuaföre gidip saçlarını da yaptırdık mı tamamdır, spora da yazılalım eritelim şu göbekleri.
    -Ay ne iyi olur abla ya hemen yarın gidelim.
    -Gidelim canım

    Ben şaşkın gözlerle yengemi izlerken annem geldi yanıma sarıldı;

    -Paşam özledim seni, nasıl ev güzel mi? Gel bak odanı göstereyim.

    Elimden tutup çekiştiriyordu. Gözlerim yengemden ayrılmıyor onu süzüyordu. Yengem suratıma bakıp gülüyordu.

    Annem odamı gösteriyordu;

    -Nasıl ama beğendin mi?

    Salon kadar odam vardı, içerisinde televizyonum, çalışma masam, çift kişilik yatağım, elbise dolabım bu yaşıma kadar salonda yatan birisiydim çok şaşırdım.

    -Teknolojik aletleri sana bırakıyorum. Çekmecede paran var, kredi kartları vs. orada ihtiyacın olan her şeyi al canım. Kıyafet alın isterseniz yengeni de götür şimdi. Baban bıraksın sizi alışveriş merkezine.
    -Yengeme sormam lazım yorgun değilse gidelim.

    Koşarak yengemin yanına gittim. Ama aynı yerinde yoktu. Çocuklara sordum;

    -Yengem nerede?
    -Odasına çıktı abi.
    -Tamam,

    Tekrar yukarıya çıktım, iyide bir sürü oda var hangisi yengemin odası? Tek tek kapıları çalıp, içeriye giriyordum ama hiç birinde yoktu. Tekrar aşağıya inip kızlara sordum;

    -Lan, bin tane oda var hangisi yengemin odası?
    -Of abi esir aldın üst kata çık, en sona git, sola dön orda 3 kapı var, 2. Kapı yengemin odası.

    Ulan, uzakmış benim odaya yengem. Neyse gitmiştim kapıyı çaldım ses yoktu, açıp giriverdim içeriye. Elbisenin fermuarını çıkartıyordu. Taş gibi, seksi sırtı gözüküyordu, ayağım takıldı, yan tarafta duran dolaba çarpmıştım;

    -Hay ananı sikeyim. Dizimi tutuyordum, canım acımıştı, yatağın üzerine çıkıp oturdum. Yengem şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
    -Of kuzey var mı bir şeyin? Sakarsın ya. Yanıma oturmuştu.
    -Aç bakayım dizini.
    -Yok, geçer yenge sen aç, yarım kaldı. Diye piç, piç gülüyordum. Koluma vurdu.
    -Salak geldiğin iyi oldu. Çıkartamadım şunu yardım et.

    Yanına gidip, yarım inen fermuarını tekrar yukarıya çektim.
    -Kuzey ne yapıyorsun çıkart dedim, giydir demedim. Zaten zor çıkıyor.
    -Hayır çıkartmayacaksın, gidiyoruz hadi.
    -Nereye gidiyoruz?
    -Anam bir ton para verdi, yengeni de alın gidin üst baş alın, bir kuaför varmış oraya bırakacam seni, sonra sahile ineceğiz.
    -Giyinip, süslenip sahile mi ineceğiz?
    -E yani paldır pastırdak inecek halimiz yok ya?
    -Doğru e hadi çıkalım madem.

    Evin önüne çıktık yengemle birlikte, yanıma biraz nakit, ve kredi kartlarını aldım. Babam aşağıda bekliyordu bizi. Yengemle arka koltuklara geçip oturduk.

    -Eee neler alacaksın?
    -Bilmem bakarım yine.

    Yanına sokulup fısıldıyordum;

    -İç çamaşırı da alacakmısın?
    -Kuzey konuştuk bunları seninle?
    -İyi be,

    Kalkıp karşısında ki koltuğa geçmiştim yine. Suratımı astım yoldan dışarıyı izliyordum. Bacaklarıyla bacağıma vuruyor, konuşmamı istiyordu. Hiç oralı olmadım.

    Alışveriş merkezine gelmiştik. Arabadan indik. Yengemle yan yana yürümeye başladık. Çok büyük bir merkezdi. Bir dükkana girdik. Hem erkek hem de kadın için kıyafetler vardı. Yengemle ayrıldık, o kendi bölümüne, ben kendi bölümüme gitmiştim. Kıyafetlere bakıyor, beğendiklerimi koluma atıyordum. Yengem uzaktan el ediyordu. Yanına doğru gittim;

    -Kuzey gelsene benimle şunları denemek istiyorum.
    -Tamam, hadi gidelim kabine.

    Deneme kabinlerinin önüne gelmiştik. Biraz kalabalıktı mağazanın içerisi, sıra bekliyorduk. Yengem içeriye girdi. Kıyafetlerini kucağımdan aldı. Bende oturdum çıkmasını bekliyordum. Genç kızlar vardı çoğunlukla, yengemin yaşlarında kadınlar. Yaz olduğu için herkes mini, kısa giyiniyor. Bir çoğu deneme kabinlerinden bikini ile çıkıyor, arkadaşlarına, ailesine, sevgilisine fikirlerini soruyordu. İster istemez göz ucumla süzüyordum milleti. Yengem deneme kabininden çıktı. Seksi bacaklarını gösteren bir şort, üzerinde incecik askılı, sutyeni dışarıdan belli oluyordu. Etrafıma baktım yengeme dönüp bakan yoktu. Millet alışkın tabi, yengemden daha iyilerini görüyorlardı belki de. Yengemin yanına gidip askılısını yukarıya doğru çekiştirdim.

    -Kızım bu ne? Böyle mi gezeceksin?
    -Kuzey dur ne yapıyorsun? Ne yapayım? Kara çarşaf giydir istersen?
    -Yok siyah sıcağı çeker.
    -Salak çocuk, diyerek kafama vurdu.
    -Nasıl güzel olmuş mu onu söyle sen?
    -Harika olmuşta çok açık…
    -Tamam, güzel olmuş.

    Tekrar kabine girdi, geçip yerime oturdum. Yengem yaşlarında alımlı güzel bir kadın yanıma oturdu.

    -Çok tatlı bir çiftsiniz.
    -Teşekkür ederim ama…

    Lafı ağzımda bırakmış devam ediyordu. Ama o yengem diyemedim.

    -Yeni sevgilisiniz galiba? Bizde eşimle böyleydik ilk başlarda. Açık giyinmeme çok karışırdı, bende onu aksine dinlemez daha açık giyinirdim. Tavsiyem sevgilini sıkma, özgür bırak, nasıl giyinmek istiyorsa öyle giyinsin.
    -Yok karışmıyorum zaten teşekkür ederim. Dedim kadının kocası yanına gelmişti.

    -Aldın mı hayatım?

    Kısacık bez parçası gibi eteği göstermişti kocasına.
    -Aldım canım. Kafasını bana çevirip güldü, göz kırptı. İçimden vay amk karı yollu, adam gavat heralde diyordum. Uzaklaşmaya başladılar. Yengem başka bir ince kıyafetlerle çıktı karşıma. Bu seferde üstündeki askılıdan içi olduğu gibi gözüküyordu. Sutyen olmasa memeleri tamamen meydan da olacaktı. Güzel diye başımı salladım. Boynuma sarıldı.
    -Hava sıcak hem evden çıkmayacağım ki asma suratını. Anca seninle denize giderken giyerim bunları. Yoksa evde giymek için alıyorum.

    Yengem benim için alıyordu bunları, sırf evde daha açık olsun, daha rahat röntgenliyeyim diye.
    -Tamam yenge. Dedim bir sürü kıyafet denedi hepsi de açık, saçıktı.

    En son dar bir etek, dar bir gömlek, giyip çıktı kabinden. O kadar seksi görünüyordu ki, sekreteri canlandıran porno yıldızları gibiydi, gözünde bir gözlüğü eksikti. İçim gidiyordu yengemi sikmek için. Kabinin içinden bana sesleniyordu.

    -Kuzey gelir misin bir dakika, sıkıştı bu çıkmıyor.

    Etrafıma bakındım herkes kendi halindeydi. Kabinin kapısını araladım girdim içeriye. Üstünde sutyeni, altında eteği vardı. Eteğin fermuarı sıkışmıştı, onu çıkartamıyor benden yardım istiyordu.

    -Sıkıştı bu gene ya of koca götlü, göbekli bir şey oldum sığamıyorum kıyafetlere.

    İstemsizce götünü okşayıp, tokat atmıştım götüne. Kalçasını öne çekip bana baktı ne yapıyorsun der gibi bakış atıyordu. Sus işareti yapıp dudaklarından öptüm. İttirdi beni,

    -Manyak mısın dışarısı insan dolu?
    -Ne olmuş? Sevgilim sanıyor millet seni.

    Dudaklarından bir daha öptüm bu sefer oda karşılık vermişti. Elimle kalçalarını okşuyordum. Ellerimi tutup çekti kalçalarından.

    -Kuzey burada olmaz, çıkart şunu da gidelim terledim of.
    -Tamam, dön.

    Kalçalarından tutup çevirdim. Yere eğilip fermuarını çıkartmaya çalışıyordum ama baya sıkışmıştı. Götüne tokat atıp göbeğini içine çekmesini söyledim. Tek asılmamda açılmıştı fermuar. Elim acımıştı. Ellerimi sallıyordum. Ellerimi öptü,

    -Çık hadi.
    -Çıkmasam?
    -Kuzey başka bir şey yapıyoruz sanacaklar çık hadi.

    Kabinin kapısını aralayıp çıkmıştım. Bir iki kişiyle göz göze geldim. Ters ters bakıyorlardı. Sanki içeride yengemi siktim.

    -Kilo işte fermuar sıkışıyor da.

    Kadınlar kafasını çevirmişti, bakmıyorlardı bana. Birkaç dakika sonra yengem ellerinde kıyafetler ile çıktı. Onları alıp çıkıyorduk ki, yengem bana gömlek beğendi.

    -Ya çok güzelmiş alsana bunu?
    -İyi de ben gömlek giymem ki.
    -Benim için giyersin al hadi çok sevdim bunu.
    Masum, masum bakıyor boynunu büküyordu.

    -İyi ya giyerim gel o zaman bana da bakalım birşeyler.

    Sadece erkek kıyafetleri satılan mağazaya girdik. O seçiyor üstüme atıyordu. Sırf onun zevklerine bırakmıştım kendimi. Ne seçerse alıp deniyor, o beğenirse ayırıyor, beğenmezse bırakıyordum.

    Yengemle çok mutluyduk. Sanki iki sevgili, karı koca gibi geziyor, kıyafetler alıyor, konuşuyorduk. Yorulmuştuk. Bir kafeye gidip oturduk, Türk kahvelerimizi söyledik. Resmen yorgunluk atıyorduk. Yengemle göz göze geliyor, gülüyor, konuşmaya devam ediyorduk.

    Cebimden sigara çıkartıp yaktım bir tane kahve ile çok iyi gidiyordu. Yengem de bir dal istedi. Sigarasını yakıp uzattım. Hafif öksürerek içiyordu.

    -Hadi içelim sigarlarımızı da kuaföre gideceğiz.
    -Aaa hadi söndür o zaman gidelim.

    Babamı aradım geldi bizi alışveriş merkezinden aldı. Yengemi kuaföre bıraktık. Adam 2 saate işimiz biter o zaman gelin isterseniz. Yada buyurun çay kahve ısmarlayayım dedi. Babam;

    -Yok fiko sağol. Biz oğlanla gezelim
    -Tamam şekerim görüşürüz o zaman dedi.

    Kuaförün adı fikoydu ama daha çok Fatoş gibi hareketleri vardı amına koyayım.

    -Baba çok samimisiniz hayırdır?
    -Dalga geçme lan dalyarak, ananı getire götüre samimi olduk herhalde.
    -Tamam ya ne kızıyon başka türlü olsa bir şey mi diyecem dedim gülerek.
    -Siktir amına koduğumun eniği seni.

    Peşimden arabaya kadar koştu. Arabaya bindik;

    -Eee nereye gidecez?
    -Okula dedi gülerek.
    -Ya baba hadi gidek araba alak gideriz okula sonra.
    -Önce ehliyet sonra araba. Diyerek çalıştırdı arabayı.

    İsmini vermek istemediğim ama herkesin ilk aklına gelen o dallı budaklı logosu olan özel koleje girdik. Babamı kapıda karşıladılar. Müdüre hanımın odasına girdik. Çaylar, kahveler söylendi konuşmaya başladılar, sıkıntıdan patlamak üzereydim. Of pof çekiyor, eve gitmeyi bekliyordum. İçeriye bir kız girdi. Oda son sınıf öğrencisi ama okul başkanıymış, ama ne kız. Altın sarısı saçları, masmavi gözleri, çıkıntılı kalçası, zayıf, ufak göğüsleri okul üniforması vardı. Kız bize bakıp gülümsedi. Müdüre hanıma birkaç evrak verip çıktı sınıftan. Ben onu süzüyordum arkasından. Yan tarafımız camekan oradan geçiyordu. Geçerken bana bakmıştı. Of amk dedim bu kızsa diğerleri ne lan?

    Müdüre hanım bana döndü;

    -Kuzey bey evlatçığım nasıl okulu beğendin mi?
    -Bilmem gezmedim ki? Buraya geldik para konuşuyorsunuz.
    -hahahay haklı çocuk, muavini Ferhat beye el etti. Ferhat bey yanıma geldi;

    -Buyurun ben size okulumuzu gezdireyim.
    -Zahmet olmasın muavin bey.
    -Estağfurullah efendim, buyurun lütfen.

    Ulan okulumu satın alıyoruz öğrencimiyiz anlamadım amına koyayım. En son normal lisede öğretmenin bırak bana efendim demesini, ben ona efendim dediğimde köpek gibi bağırıyordu “ne var” diye. Okulu gezmeye başladık. Öğrenciler sınıftaydı. Okul değildi ki burası amına koyayım. Yavru saray gibi bir şey, kapalı spor salonu, açık spor salonu, yüzme havuzu, tenis salonu, bilgisayar odası, teknoloji, bilim, sanat odası, bin tane oda var. En son gittiğim lisede bir tane bilgisayar odası var, haftada bir kez gidip paint ile resim çizerdik en fazla. Gerçekten okulu çok beğenmiştim.

    -Gel sana sınıfını göstereyim.

    Okuyacağım sınıfa girmiştim. Okul başkanı sarışın kızımız da oradaydı. Tüm gözler bir anda bana çevrildi. Öğretmen;

    -Hoş geldiniz muavin bey buyurun lütfen.
    -İyi dersler hocam. Arkadaşlar aramıza yarından itibaren katılacak olan kuzey arkadaşınızı sizinle tanıştırmak istedim. Kendisi İzmirli sizden bir iki yaş büyük bir arkadaşınız. Aranızda kaynaşacağınızdan şüphem yok. Artık son sınıfsınız. Üniversite hazırlık öğrencilerisiniz.

    -Merhaba arkadaşlar diyerek başımı salladım. Sınıf başkanı olan kızla göz göze bakışıyorduk. Diğer kızları gözüm dahi görmüyordu.
    –O halde çıkalım yarın görüşürsünüz.
    -İyi dersler. Diyerek çıktık sınıftan. Okulun camından kıza bakıyordum, kız da bana bakıyordu. Elimi enseme atıp muavinin peşine takıldım.

    Babam kapıda beni bekliyordu müdüre hanımla birlikte;

    -Nasıl paşam güzel mi okul?

    Müdüre hanım gözümün içine bakıyor, güzel dememi bekliyordu. Gülümsedim;

    -Güzel baba güzel, hatta gördüğüm en güzel okul olur kendileri. Burada okuyabilirim.

    Müdüre hanımın gözleri gülüyor yerinde duramıyordu. Babam cebinden bir çek çıkartıp uzattı.

    -Oğlum size emanet eğitim sisteminize güveniyor, güzel bir üniversite için hazırlayacağınıza inanıyorum. Çeki uzatıp verdi müdüre hanım ablanın eline.
    -Tabi efendim şüpheniz olmasın.

    Arabaya bindik. Konuşarak yengemi almaya gidiyorduk. Okulun garajında envayi çeşit spor araba,jip vardı. Belli ki godomanların veletleri de buraya araba ile gelip gidiyordu. Babama yolda yanımızdan geçen BMW ‘ye içim gitmişti. Onun o sesi beni benden aldı. Kafama koydum BMW alacaktım. Kuaförün önüne geldik. Yengem harika görünüyordu. Sanki düğüne gider gibi hazırlanmıştı. Yeni aldığı elbisesini giymiş, saçlarını yaptırmış, makyaj yapmıştı. O kadar güzel görünüyordu ki kuafördekiler imrenerek bakıyorlardı yengeme. Dibim düşmüştü, elinden tutup arabaya bindirdim;

    -Harika olmuşsun yenge bu ne güzellik

    Babam girdi lafa;

    -Çok güzel olmuşsun kızım, sahile gidebiliriz artık evdekiler de hazırmış.

    -Teşekkürler eniştem sayende, sağ ol kuzi diyerek koluma sarıldı.

    O kadar çok mutlu görünüyordu ki, yeni alınmış elbise, yeni verilmiş bir hayat, yeniden doğmuş gibiydi. Eve gidip çocukları aldık, sahile inmiştik, babam içkileri getirmiş, dinleniyorduk. Biraz dinlenecek, yengem ile biz gezmeye çıkacaktık. Yengem o kadar güzel olmuştu ki gözlerimi alamıyordum, insan böyle bir güzellik karşısında nutku tutulmasın da ne olsun zaten. Harika bir kadındı.

    Değerli okurlar, sahilde oturup biralarımızı içtik, fotoğraflar çekildiki. Yengemin güveni o kadar yerindeydi ki eski Özge’den eser yoktu. Ama şu mutluluk illa bozulacak, bozulmasa şaşarım amına koyayım. Dayım babamı arıyordu. Babam yanımızdan kalkıp ilerledi elinde bira şişesiyle,

    -Alo? Ne var Erdem? Çocuklar iyi yanımda Erdem kusura bakma senin götünü kapatacak, yardım edecek değilim. Cebine paranı koy öyle gel, Özgeye, çocuklara her daim yardım ederim ama sana beş kuruş vermem. Erdem benim tepemin taşını attırma ağzını burnunu kırarım senin, Özgeyi de çocukları da alamazsın. Çok istiyorsan git boşa karını, dava aç. Devlet verirse sana çocukları karışmam. Ama ben de bu işin peşini bırakmam. Ya gelirsin karınla eskisi gibi olursun eğer oda isterse. Tamam o zaman gel konuşun karınla. Çocuklara günah. Tamam hadi kapatıyorum şimdi.

    Babamın yanına koşmuştum, konuşmaları dinliyordum. Telefonu kapatınca sordum babama;

    -Ne oldu baba? Dayım mı geliyor?
    -Evet bir ay sonra gelecek konuşacak yengenle, barışırlarsa amenna, barışmazlarsa boşanma davası açacak çocukları istiyormuş,
    -Anasını sikerim onun.
    -Höst yavaş, yok öyle dünya barışırlar oğlum, yengende çocuklar için barışırım enişte yoksa işim olmaz Erdemle dedi.
    -Peki, baba.

    Çocuklar uğruna dayımla barışacaktı. Hıh seviyorum hala demiyor da, neyse ne ya bundan sonra bende önüme bakarım. Genç adamım, çoluklu çocuklu kadına, hem de yengemi mi karı yapacaktım kendime. Sikeyim anasını diyerek bira şişesini diktim kafama.

    Babam;

    -Oğlum hadi gezin yengenle hava güzel bak,
    -Yok, çok yorgunum uzanacam sahilde biraz,

    Yengem girdi araya, enişte çok yorulduk bugün üzerimi değişeyim bende oturacam sahilde.
    Sıcacık kumlara uzanmıştım, güneş batıyor, hava kararıyordu. Yengem eve gitmiş üzerini değiştirdi. Şort ve askılıyla geldi yanıma uzandı.

    -Dayı mı seviyor musun?
    -Hayda nerden çıkardın şimdi bu soruyu?
    -Cevap ver lütfen. Gerçekten dayımı seviyor musun?
    -Evet seviyorum…
    -Sana yaptığı onca şeyden sonra mı?

    Yattığım yerden kalkmış, oturmuş ona bakıyordum. Kolunu tuttum.

    -O seni aldattı, başka kadınlarla gününü gün etti, seni evde yalnız bıraktı. Birahanede kadınlarla oldu, sana erkeklik yapmadı, çocuklarına iyi baba olmadı, sırf o yüzden başka erkekle yatmayı düşünmedin mi? Kadınlığını sana yaşatamadığı için, erken boşaldığı, ve sadece kendini boşaltıp seni öylece yatakta bıraktığı için.

    Sertçe bir tokat yapıştırmıştı bana.

    -Ne biçim konuşuyorsun sen?

    Çenemi tutup gülmeye başladım.

    -Yalan mı söylüyorum? Haksız mıyım?
    -Kuzey kapat çeneni.

    Yanımdan kalkıp gitmişti eve. Bende kumsala yatıp düşüncelere dalıyordum. Aklımda o kadar çok şey geçiyordu ki, ihanete uğramış, olmayacak aşka tutulmuş, kör kütük sevdiğim kadınla onca yaşadıklarımızdan sonra tekrar dayımın kollarına gidecek olması. Yerden kumu avuçlayıp savurdum. Çıktım bara gidecektim. Yola koyuldum. Yengem eve gidiyor, ben bara gitmek için yola doğru iniyordum.

    amatör sex hikayeleri anal sex hikayeleri ensest hikayeler erotik hikayeler
  • Enişteme Siktiyorum Kendimi

    Enişteme Siktiyorum Kendimi

    Merhaba değerli sex hikayeleri sayfası, Adım Ceyda, 23 yaşındayım. Uzun yıllardan beri okul iş hayatı derken ailemden uzak yaşıyorum ailem mersinde, ben istanbuldayım. Bir de benden 3 yaş büyük bir ablam var ismi Özge. Birbirimize cok benzeriz sadece ben ondan biraz daha zayıfım ve fiziğim daha dikkat çekici çıkık kalçalara sahibim, onun ise tek avantajı iri göğüsleri. Ablamın uzun bir süredir sevgilisi var ismi Hakan. Dış görüntüsünü barış arduça benzetiyorum, dövmeli bilgili kültürlü son derece marjinal ve karizmatik bir adam. Yalnız yaşıyor ailesi yurtdışında o da zaten hollandada doğup büyümüş. 32 yaşında, uzun boylu gerçekten hayal gibi bir adam. Ben sexe fazla düşkün bir insanım hayal gücüm de inanılmaz kuvvetli, tek gecelik ilişkilerim çok oldu hakan abiden daha yakışıklı erkeklerle de oldu ama insana zor olan cazip gelirmiş ya nasıl olsa hayal işte ayıbı yok diye hakan abiyi düşünerek çok güzel anlar yaşadım. Her mersine gittiğimde haftada iki gün mutlaka onda kalırdık, beni çok severdi kardeşim derdi. Ablamla da araları çok iyiydi ama müzik film ve -genel kültür bakımından benimle daha iyi anlaşırdı, ben istanbulda felsefe okuyorum ve araştırmaya soruşturmaya çok meraklıyım bu yüzden hakan abiyle sabahlara kadar muhabbet ederdik. Ablam çok kıskanç bir kadındır ama bir beni kıskanmazdı ondan asla art niyetli düşünmezdi. Onlar odalarına çekildiklerinde ben salonda uyur bazen içmeye devam eder bazen acaba içerde ne yapıyorlar diye kendi kendime tahrik olur ve bazen de düşünerek masturbasyon yapardım. Belki yanıma gelir düşüncesiyle de cok geç saate kadar uyumazdım, odalarının kapısInı dinlemeyi çok düşünür ama bu riski alamazdım. Bu arada ben de istanbulda ev arkadaşım simgeyle beraber yaşıyorum simge okuldan bir arkadaşım aynı zamanda part time beraber çalışıyoruz. Çok tatlı bir kızdır ama sevgilisi olduğu için eve pek uğramaz genelde onda kalır bazen de sevgilisi bize gelir ve sabahlara kadar içer eğleniriz. Simgenin gelmediği günler de mutlaka ben orda takıldığım çocuklardan biriyle eve dönerim. Hızlı ve eğlenceli bir hayatımız var istanbulda. Hakan abi de istanbula sık sık gelir, müzisyen olduğu için ve kültür başkenti istanbul olduğu için ayda bir yolu düşer, özge bana haber verir onu arabamla alırım ve gideceği her yere beraber gider işlerini hallederiz. Daha sonra bir yerde yemek yer karşılıklı rakı bazen bira içeriz orda cok sevdiği bir dostu var genelde onun evinde kalır. Ben de yanlış anlamasın diye gel bende kal demem ama içten içe de bende kalmasını deli gibi isterim. Bir gün yine istanbula geldiği zaman finallerim yeni bitmişti ve inanılmaz rahatlamıştım 3 gün de iş yoktu serbesttim, hemen onu almaya gittim bu durumdan hep rahatsız oluyordu ben taksiyle gelirim zahmet etme diye ama uçağının saatini öğrenip o indiği zaman onu karşılamaya gidiyodum. Yine öyle yaptım bu sefer bilet bulamamış biraz geç saatte geldi akşam 9da onu aldım ve bi yerlere yemek yemeye gittik, kardeşim rakı da içeriz değil mi diye sordu içeriz tabi abicim ayıpsın dedim. Oturduk dertleştik muhabbet ettik özge çalıştığı için erken uyurdu hep saat 12 gibi aradı keyfiniz nasıl gençler napıyosunuz diye biraz konustuktan sonra tamam çok içmeyin ben uyuyorum dedi iyi eĞlenceler diledi ve telefonu kapattı dediğim gibi aklında asla art niyet yoktu. Hakan abiyle rakımız bitti hesabı ödedi ve kalkarken dur bakalım şu arkadaşı bi arıyım daha haber vermedim dedi aradı hadi yaaa falan diyodu telefonda noldu abi sorun mu var dedim arkadaş şehir dışındaymış güzelim buralardaki ilk otele atıver beni dedi. Abi dedim saçmalıyosun şu an cok alınırım bana geliyosun dedim. Ya hayır dedi olur mu öyle şey iki kız yaşıyorsunuz arkadasın huzursuz olur rahat edemem ben, abicim dedim o evde deĞil zaten hem evde olsa da çok uyumlu bü kızdır sorun etmez itiraz istemiyorum aynı durumda olsam sen beni otele bırakır mıydın dedim ve zorla ikna edip onu evime götürdüm. Şirin kücük ama kaliteli bir evim vardı, cihangirde oturuyordum. Bi tane de scottish cinsi 3 aylık şirin bir kedim vardı. Eve geldik biraz kediyle oynadı biraz sohbet muhabbet, ona jager ikram ettim redbull cıkardım biraz çerez çıkardım ve rakının üstüne muhteşem bir cila çekiyorduk. Ablamla ilişkilerinin nasıl gittiğini sordum..
    – doğrusu beni biraz boğuyor her şey çok güzel her anlamda aradığımı bulmuş gibiyim ama fazla kıskanç ve bu cok yorucu
    – yapma yaa, bilirim hiç hoş değil bi insanın içinde varsa yapar zaten sıkmaya boğmaya hiç gerek yok
    -aynen öyle ben de bunu ona anlatamıyorum işte, bu da olmasa on numara bi ilişki olacak.
    -aman tek sorununuz bu olsun canım aşarsınız zamanla şu an seni kaybetmektn korkuyor ablam çevren geniş arkadaşların çok sık sık buraya gidip geliyosun çok güzel kızlar var etrafında iyice ona ait olduğunu anladığı an kıskançlığı son bulur
    -orası öyle de boşa kuruntu işte aman kim baksın bana şu saatten sonra
    -yok artık abi sen de öyle diyosan biz ölelim ne varmış sende?
    -ya ne biliyim kızım eskidendi o serseri erkek severim ayakları şimdi herkes işinde gücünde efendi adam arıyo benim tipin avantajı kalmadı ekmeğini yiyemiyoruz artık (gülmeye başladı)
    -seni çakaaal demek kızlar baksa sen dünden razısınnn:))) işin şakası bi yana ben hala serseri erkek seviyorum valla efendilere bi türlü kanım kaynamadı
    – ee sen ne alemdesin yok mu biri?
    -yok abi yaa, biliyosun son uzun ilişkim biteli bi kaç ay oldu öyle bi kaç flörtleşme oldu da ciddi bi şey yok istanbulda zor benim işim ne kızlar var dibim düşüyo adamlar onlara bakmaktan bizi göremiyolar
    -yok artık bide çirkinim de tam olsun
    – hayır abi olay güzellik değil bahsettiğim kızlar güzellikten çok orasını burasını açan piyasa kızlar erkeklerin dikkatini onlar çekiyo
    -kızım sen onlara bin basarsın, bambaska senin auran 100 tane piyasa kızın arasına bide seni koysalar gözÜm direkt seni seçer
    -ya cok tatlısın bee
    -öyle tabi:))
    Sonra içkilerimizi içmeye ve muhabbet etmeye devam ettik kafalar hafif çakır sürekli telefondan müzik açıyorduk yabancı şarkılar deep purple açtı en sevdiğim şarkısıydı ve bağıra bağıra eşlik ettim beraber söylemeye başladık şarkıyı biliyo olmam çok hoşuna gitmişti
    -sen nasıl bi kızsın ya
    -nasılmışım
    -yani ne biliyim tam benim kafamdan seninle hiç sıkılmıyorum damak zevklerimiz müzik zevklerimiz her şeyinle benim gibisin ve bu benim cok hosuma gidiyo seninle sürekli zaman geçirmek istiYorum
    -ben de öyle seninle geçen zaman boş değil hakikaten çok kaliteli vakit geçirdiğimi düşünüyorum iyi ki geldin
    Gülümseyerek sarıldım ona. Bu arada eve geldiğimizde üstümüzü değiştirmiştik onda şort tişört bende de altımda gri bir tayt üstümde kısakollu crop top bir tişört vardı göbeğim açıktaydı. Sarılmamız biraz uzun sürdü bilerek çekilmiyordum onun da çekilmesini istemiyordum birden elinin saçlarıma gittiğini fark ettim saçlarımı boynumu okşuyordu usulca art niyet aramadım daha sonra eli sırtıma doğru indi okşamaya devam ediyordu hosuma gitmeye baslamıştı ama çekilemiyordum yanlış bi hareket yapıp onun geri çekilmesini sağlamaktan korkuyordum bu gece hayallerim gerçek olmalıydı. Eli biraz daha indi bu sefer kalçamın üstündeydi o an artık anladım devamında cok güzel şeyler yaşanacaktı. Müzik çalmaya devam ederken yavasca çekilmeye basladım gözlerimi kapatarak ellerim hala sırtındaydı ama bu sefer yüzyüzeydik bi süre birbirimize baktık
    -biliyorum çok yanlış ama seni istiyorum ceyda dedi
    Eğildim dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım ve öyle durarak ben de dedim fısıltıyla
    Ok yaydan cıkmıştı artık ateşimiz bizi yakıp kavuruyordu resmen enerjimiz odaya yayılmıştı biliyordum orda sadece bedenen değil ruhen de sevişecektik dünyanın en tutkulu öpüşmesini yaşadık birbirine yıllardır kavuşamayan özlem çeken iki aşık gibi hasretle öpüşüyorduk bedeni cayır cayır yanıyordu ellerim boynunda geziyordu onu öperken üstüne cıktım onu öpmeye devam ederken tişörtünü cıkardım dövmeli kaslı güzel vücudu karşımdaydı uzun uzun dokundum bi yandan o taytın üzerinden iri kalçalarımı okşayarak kalkmış sikine sürtüNmemi sağlıyordu kucağında git gel yaparak onu öpmeye devam ediyordum. Kucağından kalkıp dayanamayarak şortunun üstünden yarrağını okşamaYa basladım şortunu cıkardım ve boxerın üstünden dudaklrımı değdirerek sikini emiyordum. Daha sonra cıkardım mest olmuş bir bicimde beni izliyordu bacaklarının arasındaydım ve gözlerinin icine bakarak sikini taşaklarını yalıyordum hatta dilimi daha derinlere götürüp göt deliğini yalamaYa baslayınca titremeye başladı cok zevk almıştı göt deliğini yalarken sikini elimle okşuyordum dur dedi bu şekilde bosaltıcaksın beni ve hemen beni altına aldı tişörtümü cıkardı sütyenimi cıkardı v göğüslerimi emmeye okşamaya basladı taytla kalmıştım altında tek bacağımı havaya kaldırıp ayaklarımın parmaklarını emdibi yandan da bas parmağıyla taytın üstünden amıma baskı uyguluyordu daha sonra bacak arama girdi tAytın üstünden amımı koklaya koklaAya burnunu sürtmeye başladı kokunn harikaa diyerek devam etti sonra taytımı ve tangamı cıkarıp amıma yumuldu, koklaYa koklaya köpek gibi yalıyordu iyice yaladıktan sonra oturdu ve beni kucağına aldı muhteşem sikini amıma dayadı ve omuzlarımdan bastırıp tek hamlede icime girdi,
    -harikasın abii harikasınn
    -asıl sen harikasın ceyda gecelerimi çok süsledin ve şimdi içindeyim
    -ahh abi ben de seni çok düşündüm ve şimdi icimdesin sikini içimde hissediyorum en derinimdesin ve bu cokkk güzell
    -seni sikmek harika güzelim sen harikasınn
    – beni sikmen harika abii durmaa kökle daha hızlı sik benii
    -ahhh ceydaaa
    -ablamı da böyle mi sikiyosunn
    -evet ama seni sikmek daha zevkli muhteşem bir vücudun var
    -en cok neyii hayal ettin
    -en cok götünü bu muhteşem dolgun götü sikmeyi hayal ettim
    -hadi abii götten sik beni ilkim ol
    -nasıl yaniii bu muhteşem göt daha önc sikilmedi mi
    -cok isteyen oldu ama kimseye siktirmedim
    -offfff ceydaaa lütfen benim olsunn
    -olsun abiii ilk sen sikk
    Beni domalttı, eliyle amımdan akan suları götüme kaydırmaya basladı am suyumla götümü ıslattı sırılsıklamdım, kazık gibi Olmuş semsertt sikini bastırdı öyle kaygandı ki başı bir anda girdi. Canım çok acımıştı ama acıa İnanılmaz dayanıklılydım sesimi çıkarmadım sadece mmmhh diye inledim yavas yavas alıştıra alıştıra zorlamaya devam etti ve hepsi icimdeydi artıkk acısı bi kaç dakika daha devam etti ama bi yandan amımı okşamaya basladı acı ve zevk birbirine karışmıştı ve iyice alıştıktan sonra götümün sikilmesine, tamamen zevke dönüşmüştü. Canım eniştem beni götümden feci şekilde sikiyordu anın azgınlığıyla şu anda hepsini hatırlamadığım şeyler söyleyerek konusa konusa sikiyordu beni götümü sikilmeye iyice alıştırdıktan sonra sikini cıkarıp amıma sokuyordu bi süre ordan sikip sonra yine götümü delmeye devam ediyordu hakan abi müthişti inanılmaz bir performansla sikiyordu beni hayallerimden bile güzeldi. Daha sonra bi amıma bi götüme girmeye basladı iyice hızlanmıştı ben de nefes nefese klitorisimi oksuyordum gelmek üzereydim
    -abiii harikasın ohhh eveeettt
    -ceydaaa askımmm
    – gelmek Üzereyimm gelicemm gelicemmm dayanamıyorum oahhh
    -evet sevgilim evettt benim tatlı baldızımmm götündeyimm o daracık göt deliğinden sikiyorum seniii harikasınnn
    -ahh hakan abiii durmaaa devam ett sik beniii
    -sikiyorum ceydamm, kadınımmm
    -geliyorummmm
    -ahhh geliyorummm
    Ben altında orgazm cığlıklarıyla deli gibi kasılarak boşalırken hakan abi icime patladıııı harikaydıııı.beraber duşa girdik ve duş boyunca beni öptü göğüslerimi okşadı emdi hayatında gördüğü en güzel kadın Olduğumu bu sevişmeden öncekilerin hiç birini artık sex olarak kabul etmediğini ve bundan sonra benim yanıma sık sık geleceğini söyledi. O gece 4 posta seviştik, kaç kere orgazm oldum hatırlamıyorum hayatımın en ateşli gecesiydi. Ertesi gün de işlerini halletti ve öpüşerek ayrıldık, o gelmeden önce ben mersine gittim ve bi sonraki hikayemde bahsediceğim şeyleri yaşadık.

    ensest hikaye ensest hikayeler ensest hikayesi porno hikaye sikiş hikaye
  • Eniştem çok güzel sikiyor beni – Ensest Hikaye

    Eniştem çok güzel sikiyor beni – Ensest Hikaye

    Ablam yasının gecmesine ragmen güzel kalmıstı ve nihayet bir es bulup evlenmisti enistem cok yakısıklı ve kariyer sahibiydi ben de onların yanında kalıyordum ablam bankada calısıyordu ve bazen kasa tutmuyor eve gec saatlerde geliyordu.

    Ben 26 yasında sexsi seven bir kadındım daha önce bir cok erkek arkadasım olmustu Bazen ablamla enistemin sex yaparken inlemeleri benim odama kadar duyuluyordu o seslerden etkilenip mastürbasyon yaptıgım cok olmustur.

    Yine bir cuma aksamı ablam eve gec gelecegini kasanın tutmadıgını söyledi enistemle ben kendimize yemek hazırladık bende dısardan yeni gelmistim üzerimde mini etegim vardı,cıkarmadım sofra hazırdı enistem icerden  sarap getirmisti onu icmeye ve yemek yemeye basladık,enistemin gözleri sürekli bacaklarıma kayıyordu.

    Konu dönüp dolasıp sexse geldi bana daha önce birlikte biriyle olup olmadıgımı sordu bende tabiki oldum dedim sarap bitmek üzereydi masanın altından ayagıyla bacaklarımı oksamaya basladı o kadar kötü oldumki sulanmaya basladım bir an önce yarragını icimde hissetmek istiyordum.

    Kalktı beni kaldırdı koltuga uzandık etegimi yukarı dogru cekip amımı yalamaya basladı o sırada ben orgazmı yasadım ama yarragını icimde istiyorum diye inlemeye basladım beni domaltıp yarragını icime soktu onu hissetmek cok güzeldi defalarca girip cıktı ve icimde sıcaklıgını hissettim bana ablandan daha güzel daracık amın var dedi bu yarrak bu amı hep ister dedi.

    Zaman cok kısıtlıydı her an ablam gelebilirdi o yüzden devam edemedik ve ablam geldi odalarına gectiler ve yine ablamın inlemeleri geliyordu o an odalarına gidip ben de istiyorum demek geldi icimden ama yapamazdım mastübasyonuma devam ettim. Daha sonraki günler enistem ablamı sikip uyutuyor ve yanıma gelip beni sikiyor.

    anal sex hikayeleri brazzers hikayeleri en cok okunan seks hikayeleri ensest hikaye ensest hikayeler gizli sikiş hikayeleri porno hikaye seks hikayeleri seks hikayelri sevişmehikayeleri sex hikayeleri sex hikayelri sexhikayeleri yaşanmış sex hikaye
  • Olgun bayanların Tadı – Olgun seks hikaye

    Olgun bayanların Tadı – Olgun seks hikaye

    Adım Funda. 27 yaşındayım, evliyim, çocuğum yok. Benden 15 yaş büyük kocamla, ben üniversite sınavlarına hazırlanmak için dersaneye giderken tanıştım. Despot baba evinin baskısından sonra, onun beni el üstünde tutan, sevecen davranışlarına kandım. Bana ve ev halkına aldığı güzel hediyeler, iltifatlar, zenginliği, hem beni hem ailemi ikna etti. Üniversite planlarım çöpe atıldı, kısa sürede evleniverdik.

     Ve gerdek gecesinden itibaren, benim anlayışlı olgun erkeğim kayboldu, daha doğrusu maskesini çıkardı, yerine cahil, kaba, hödük, aşırı kıskanç bir koca tipi geldi oturdu. Nişanlılık döneminde (Prensesim! Yavrum!) diye etrafımda dolanan adam, daha ilk gece, benim korkularıma, kendimi kasmama, çırpınmalarıma hiç aldırmadan, üstümdeki gelinliği parçalayarak soydu beni. Çıplak, körpe, el değmemiş bedenime sapık bir tecavüzcü gibi parlayan gözlerle bakarken kendisi de soyundu. Ortaya çıkan, tıknaz, aşırı kıllı vücuduyla, romantik bir gerdek gecesi bekleyen saf kızın üstüne adeta saldırıp debelenmeye başladı…

    Muradına erip, ter su içersinde, öküz gibi soluya soluya yan tarafa devrildiğinde, ben bacak aramdan yatağa süzülen bekaret kanımla, yanaklarımdan yastığa süzülen göz yaşımla, kasıklarımdaki acı ve korkunç pişmanlığımla tavanı seyrediyordum. Başımı yan tarafa çevirdiğimde yerde paramparça edilmiş gelinliğime ilişti gözüm. İçimdeki pişmanlık kasıklarımdaki sancıyı bastırdı, (Tanrım, ben ne yaptım?) dedim kendi kendime. Ve bugüne kadar, nerdeyse 10 senedir bu cümleyle yaşadım, (Ben ne yaptım?).

    Geriye dönmek yok, babam kapıyı bile açmaz. İleriye gitmek yok, lise diplomasıyla hiçbir becerim olmadan ne yapabilirim, kendime nasıl bir yaşam kurabilirim? Bunca sene bir bitki gibi bu adamla evlilik yaşadım. Akşamları içki sigara kokularıyla, genelde alkollü eve gelişi. Üç beş, kendi ilgi alanından, benim umursamadığım konuşmaları. Yatağa girişi. Kıllı göbekli, iğrenç gövdesiyle üstüme çıkışı. Ve öpüşmesiz okşamasız, kısa süren bir seks. Kendisi boşalır, yana devrilip horlamaya başlar. Ya aşırı derecede kıskançlığına ne demeli? Suçum genç ve güzel olmak. Dışarı çıkmak yok, arkadaş aile görüşmesi yok, perdeler kapalı, alt kattaki kiracılarla sınırlı ilişki, tam bir esir hayatı. Çocuğumun olmamasını da başıma kaktı her fırsatta. Bense hiç üzülmedim buna. Dünyaya kocam gibi bir yaratık daha getirmektense, çocuksuz yaşamak daha iyidir diye düşündüm.

    Bunları neden anlattım? Tolga ile, alt kattaki kiracıların 20 yaşındaki genç oğluyla yaşadığım ilişkiye mazeret aramak için mi? Evet! Fakat gerçek bunlar, mazeret değil. Kocamla aramızda bu kadar yaş farkı olmasaydı, beni anlasaydı, gerçek anlamda sevseydi, beni yatakta doyursaydı, bunları, bu ilişkiyi yaşar mıydım? Sanmıyorum!

    Peki pişman mıyım? Kesinlikle hayır! Pişman değilim! Tolga, bu genç, yakışıklı, güçlü adam, bana hayatı, yaşamayı, seksi, doyumu, tatmin olmayı, orgazmı, sevgiyi, sevilmeyi, gülmeyi öğretti çünkü. Hiç de pişman değilim. Aksine çok mutluyum!

    Her şey bundan 2 yıl önce başladı. Kocam iş için üç günlüğüne başka nir şehire giderken, binbir tembihle beni koca evde yalnız başıma bırakmıştı. Can sıkıntısından ölmek üzereydim. Her zaman gidip sohbet ettiğim alt kattaki kiracılarımız da köye gitmişlerdi… Akşamın geç saatinde kapı çalındı. Çekinerek gözetleme deliğinden baktım, alt katta oturan ailenin genç oğlu Tolga kapının önünde duruyordu. Yakışıklı güleç yüzünü gördüğümde içim cız etti. Çok seviyordum onu. Hoş sohbeti, güleryüzü, candan tavırları etkiliyordu beni. Merakla kapıyı açtım.

    Tolga çekingen bir tavırla, “İyi akşamlar Funda abla, rahatsız ettim, ama bizimkiler yoklar, bu saate kadar gelmediler. Nerede olduklarından haberin var mı acaba?” dedi. Ailesi sabahtan apar topar köye gitmişti, bir akrabaları vefat etmişti. Anlattım, “Sana not bırakmışlardı, görmedin herhalde?” dedim. “Görmedim Funda abla. Rahatsız ettim, iyi akşamlar…” dedi. Gitmesini istemiyordum, canım korkunç sıkılıyordu. Atıldım, “Gel Tolga, ben de çay demlemiştim. Bir bardak çay iç, öyle git!” dedim. “Yok Funda abla, rahatsız etmeyeyim, ben gideyim. Bilgisayarda işim vardı. Teşekkür ederim!” dedi, gitti.

    Kös kös ardından baka kaldım. Sonra kapıyı kapatıp içeriye salona, yalnızlığıma döndüm. Amaçsızca odalarda gezindim. Ruhum sıkılıyor, duvarlar üstüme üstüme geliyorlardı sanki. Soyundum, kendimi yatağa attım. Her zaman yaptığım şeyi yapmaya, fantaziler kurarak kendimi okşamaya başladım. Gözlerim kapalı, bir elim külodumun içinde, diğer elim göğsümde, meme ucumu ovalarken hayaller kurdum…

    Bu akşam hayal kurmak da kolaydı. Fantazilerimin her zamanki kahramanı Tolga az önce kapımdaydı. Onun gitmediğini, içeriye girdiğini, öpüştüğümüzü, seviştiğimizi hayal ettim. Tolga bana sarılırken, ben de kollarımı sımsıkı kendime sardım. O hayalimde meme uçlarımı emerken, ben iki meme ucumu da dilimle ıslattığım parmaklarımın arasında sıkıştırıp ovaladım. O hayalimde genç irisi gövdesiyle bacaklarımın arasına girip beni becerirken, benim iki elim de külodumun içine daldı, am dudaklarımı sıkıştırıp orta parmağımı içeriye saldım. Kendimi okşaya okşaya, amımı parmaklayarak kıvrandım soğuk yatağımın içinde. İnleye inleye boşaldım.

    Üzerimde bir tek ıslak külotla, çıplak vaziyette, soluk soluğa sırt üstü yatıp tavana bakarken (Hayat mı bu?) diye düşündüm. Ömrüm böyle mi geçecek benim? Kendimi okşaya okşaya. Yalnız. Kimsesiz. Yaşlı, anlayışsız, kıskanç, despot kocayla. Yine dört duvar üstüme kapanmaya başladı. Kendimi mezarın dibinde hissedip bunalıyordum. Nefes alamıyordum.

    Aklıma Tolga geldi sonra. O da alt katta benim gibi yalnızdı. Çay. Öyle ya. Çay demlediğimi söylemiştim ona. İçeri gelmemişti. Ben gidip kapısını çalsam? Çayı ona götürsem? Seks falan aklımda değil, zaten az önce hayalimde onunla sevişip boşalmışım. İnsan gibi iki sohbet etsem? Yalnızlığımı gidersem?

    Sonunda dayanamadım. Kalktım, üzerime temiz bir külot, sütyen, dolaptan bir elbise geçiriverdim. Makyaj aynasında kendime biraz çeki düzen verdim aceleyle. Gardrobun boy aynasında kendime bir baktım. Güzel olmuştu. Kocamın dışarıda giymeme izin vermediği, ev içinde kullandığım, eteği diz üstünde, yakası biraz dekolte elbiseyi seçmişim nedense. Mutfağa gittim telaşlı adımlarla, demliği ve bardakları bir tepsiye koyup, doğru aşağıya indim. Zile bastım. Tolga açtı.

    Çekine çekine, “Çay demledim, ama evde hiç şeker kalmamış Tolga. Sizde vardır, beraber içelim diye geldim, tabii rahatsız etmezsem?” dedim. Üzerinde eşofmanlar vardı, beni içeriye davet etti, “Gel abla, rahatsızlık ne demek? Ben üzerimi değişeyim sen çayı koyana kadar…” dedi. “Gerek yok canım, akşam saati giyimin önemli değil, rahatsız olma!” dedim. İçeriye girdim. Salonda sehpanın üzerine tepsiyi koyarak çayları hazırladım. Tolga da şekeri getirdi. Televizyonu açıp çayımızı içmeye, sohbet etmeye başladık.

    Söz dolandı, yalnızlığımıza geldi, “Ahmet abi yok galiba evde?” dedi. Adını duymak bile keyfimi kaçırmaya yetmişti. “Yok, o da iş için gitti, birkaç gün gelmeyecek…” dedim. Sonra dayanamayıp ekledim, “Zaten olsaydı da fark etmezdi, sürekli içkili oluyor, sızıp kalıyor. Ben de yalnız kalıyorum hep böyle…” dedim.

    Sözcükler ağzımdan çıkar çıkmaz kendime geldim, neler söylüyordum ben? Yanaklarım kızararak Tolga’ya baktım, anlayışlı sevecen bakışlarla bakıyordu bana. Başını iki yana sallayıp duruyordu, gözlerinde bana acıyan bir ifade vardı. Köşede duran bilgisayar dikkatimi çekmişti. Konuyu değiştirmek, tehlikeli sulardan uzaklaşmak için bilgisayarı bahane ettim. Bir iki soru sordum, bilmediğim birkaç şeyi açıp gösterdi bana. Öyle hoşuma gidiyordu ki bilgiç bilgiç bana anlatmaları, saatlerce dinleyebilirdim onu…

    İnterneti açıp bir iki site gösterirken, yanlışlıkla daha önce açtığı porno sitesi beliriverdi ekranda. Çıplak kadınlar, erkekler, her şeyleri meydanda sikiş resimleri kaplayıvermişti ekranı. Telaşla yüzü kızararak kapatmaya çalıştı açılan resimleri. “Şey, virüs girdi galiba abla…” diye kekeliyordu bir yandan. Ben de utanıp başımı çevirdim. Evliydim ama en az Tolga kadar bilgisizdim bu konularda ve genç kız gibi utanmıştım en az onun kadar. Kalkıp gitsem mi diye düşündüm bir an, sonra vazgeçtim, Kukumav kuşu gibi tek başıma oturamazdım evde. Bilgisayarı kapatıp geniş kanepede sessizce, yanyana oturduk.

    Neden sonra sessizliği Tolga bozdu, “Funda abla, özür dilerim. İnan bilerek yapmadım…” dedi. Tüzüne baktım. Yakışıklı, güzel yüzüne. Mavi gözleri yalan söylemiyorum diyordu bana. Elimi uzatıp elinin üzerine koydum, teselli etmek isteyerek, “Üzme kendini Tolga’cım. Gençsin, bekarsın. Normal böyle şeyler!” dedim. Sanki ben çok tecrübeliymişim, çok şey biliyormuşum gibi. Bunu söylerken elinin sıcaklığı elimi yaktı adeta, hızla çektim elimi. Ne yapacağımı şaşırmıştım. O elektrikli hava bir türlü dağılmıyordu. Bir şeyler yapmalıydım.

    Kalktım, çayları tazeledim. Titreyen ellerimle Tolga’ya çay bardağını uzatırken, o da elini uzatınca elime çarptı, sıcak çay bardağı olduğu gibi kucağına devrildi. Canı yanarak ayağa fırladı. Eşofmanın önü çay olmuş, duman tütüyordu. Aceleyle banyoya koşturdu. Ben de üzülmüştüm çocuğun canı yandı diye. İlk şaşkınlığımın ardından hemen arkasından seğirttim yardım amacıyla. Banyonun kapısını açıp içeriye daldım. “Tolga, canın yandı mı, nasıl oldun?” diye sorarken, eşofmanın altını çıkardığını ve küvetin içinde duş hortumuyla kasıklarına su tuttuğunu gördüm…

    Ağzım açık, donup kalmış onu izliyordum. Kaslı bacaklarının arasında kalın ve uzun bir yarağı vardı. Tabi insan ister istemez, evde kocamın yıllardır içime sokup durduğu şeyle bu güzel yarak arasında karşılaştırma yapıyor. Ben de yaptım. Kocamın minik, kara kuru sikini bunca senedir yarak niyetine içime almıştım. Ama şu anda karşımda pespembe, kocaman başıyla, damarlı gövdesiyle bakılası, öpülesi, içime sokulası bir yarak, beni kışkırtırcasına bana bakıyordu. Tolga da donup kalmıştı. Yarağını gizlemeyi, örtmeyi akıl bile edememişti. Malı meydanda, elindeki ucundan su fışkıran duş hortumunu unutmuştu zavallım, sular yerlere akıyordu.

    Ne yapacağımı bilemedim ilk anda. Donup kaldım ben de. Ama sonra içimdeki kadınlık hormonları dürttü. Hipnotize olmuş gibi birkaç adım attım gözümü yarağından ayırmadan. İkimiz de konuşmuyor, birbirimize bakıyorduk. Yanına yaklaştım. O da küvetten çıkıp bana geldi aynı şekilde. Aramızda bir karış mesafe vardı sadece. Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti. Dudaklarım titriyordu. Gözlerimi, onun uzun kirpikli mavi gözlerinden, etli dudaklarından ayıramıyordum. Nefes alamıyordum. Dudaklarımı araladım soluk almak için. Tolga titrek bir sesle, “Funda abla…” dedi…

    Gözleri dudaklarımdaydı. İstekle aralanan, arzuyla titreyen ıslak dudaklarımda. Eğildi, öptü dudaklarımdan. Bir anda birbirimize sarılıverdik, vahşice öpüşmeye başladık. Sımsıkı kucaklamıştı beni, altı çıplak vaziyette, sertleşmiş yarağı ince etekliğimin arasından kasıklarıma batıyordu. Dakikalarca öpüştük. Dili dudaklarımı okşuyor, nefes almak için açılan ağzımdan içeriye sokup dilimle buluşuyor, beni delirtiyordu.

    Bana sarılmayı bıraktı. Dudaklarını ayırmadan eşofmanın üzerini çıkardı. Tekrar sarıldı. Ayakta, kollarında eriyordum adeta. Çırılçıplaktı. Kaslı vücuduna sımsıkı bastırıyor, ince kumaşlı elbisemin üzerinden yarağının sertliğini kasıklarımda duyumsuyordum.

    Dizlerim titremeye başladı. Ayakta duramıyordum. Anladı ne halde olduğumu, kollarıyla tüy gibi tutup kaldırdı beni, kucaklayıp içeriye, salona götürdü. Öpüşmeye devam ediyorduk. Üçlü koltuğun üzerine yavaşça bıraktı beni. Bırakırken de çıplak vücuduyla üzerime çıktı. Elbisemin incecik kumaşından onun çıplak gövdesinin ağırlığını, yarağının sertliğini, yakan sıcaklığını hissediyordum. Bir kolunu boynumun altından geçirmiş, yastık yapıp, vahşice dudaklarımı emerken, diğer elini elbisemin eteğine götürdü…

    Bacaklarımı yavaş yavaş, okşaya okşaya eteğimin altında ilerlemeye başladı eli. Baldırlarımı, bacaklarımın içlerini, külodumun üzerinden amımı okşadı uzun uzun. İçimde volkan kaynıyordu sanki. Lavlar boşalıyordu, külodumun ıslandığını hissediyordum. Ateş gibi parmaklarını aradan sokup amımı avuçladığında, dudaklarının içinde zevkle inledim. Nefes alamıyordum, “Ohhh! Tolga! Tolga…” diyebildim.

    “Funda abla çok güzelsin. Harikasın. Seninle sevişiyorum, hep hayallerimde olduğu gibi. İnanamıyorum buna!” deyip, aç dudakları her yerimde, dudaklarımda, yanaklarımda, kulak memelerimde, gerdanımda dolaşıyordu. Bir yandan dudakları, bir yandan klitorisimi ve amımı okşayan parmakları bitiriyordu beni. Yağ gibi eriyordum kollarında…

    Öpmeyi bıraktı. Doğruldu. Ne yapacak diye beklerken, elbisemin önündeki düğmeleri çözmeye başladı. Sabırsız parmakları titreyerek düğmeleri tek tek açtı. Elbisemin önü tamamen açılmış, dantel sütyenim ve külodum meydana çıkmıştı. Sütyenimi zorlayan memelerimi aç bakışlarla süzdü bir an. Dayanamadım, kalkıp koltuğun üstünde diz çökerek elbisemin kollarını sıyırdım, çıkarıp kenara attım. Sütyen külot kalmıştım. Hızla atıldı, dudaklarıma yumulurken, ellerini arkama, sütyenin kopçasına götürdü. Sabırsızca, koparırcasına açtı sütyenimi, memelerimi meydana çıkardı.

    Sütyenin baskısından kurtulan memelerim, sertleşmiş uçlarıyla onu davet ediyordu sanki. Hayran bakışlarının altında mutlulukla kıvrandım. Kocamın pek ellemediği memelerim halen genç kız sertliğinde ve dikliğindeydiler. Eğilip önce birini, sonra diğerini ucundan öptü. Ürperdim. Dudakları birinin ucunu kavrayıp emmeye başladığında kendimden geçtim adeta, başını tutup arkaya devrildim. Genç erkeğimi kendime çektim. Şimdi süt emen bir bebek gibi mememi emiyordu.

    Beynimde şimşekler çakıyordu sanki. Meme ucumdan tüm vücuduma bir zevk ürpertisi yayılıyor, kendimden geçiyordum. Bir bacağı benim üstümdeydi. Yarağı kalçalarıma değiyor, ben buradayım dercesine bedenime batıyordu. Bir mememi bırakıp diğerine saldırıyor, emiyor, avuçluyor, parmaklarının arasında sıkarken vantuz gibi ağzının içine tamamını almaya çalışıyordu. Bense altında kıvranıp duruyordum deli gibi…

    Göğsümü emen dudaklar aşağıya indi. Karnımı, göbeğimi tavaf etti. Dudaklarının yanı sıra diliyle ıslak bir iz bırakıp aşağıya yöneldi. Hiç yaşamadığım şeylerdi hissettiklerim. Gözümün önünde yıldızlar uçuşuyordu. Üzerimde kalan tek giysi olan külodumu okşarcasına sıyırdı bacaklarımdan. Ve dudaklarını ellenmemiş amımın üzerinde hissettim. Sıcacık. Islak. Amımı yeni temizlemiştim. Sanki onu bekler gibi pırıl pırıl, kaymak gibi yapmıştım. Ve şimdi Tolga kaymağımı yemekle meşguldü.

    Amımın dış dudaklarını aralayıp diliyle boydan boya gezindi amımda. Dilinin ucu bızırıma değdi, ben yerimden zıpladım. İnanılmaz bir zevk, bir şehvet dalgası sardı her yanımı. Bızırımı yaladı, emdi uzun uzun. Sonra dilini aşağıya indirdi, parmaklarıyla amımın dış dudaklarını aralayıp içime soktu. Islak ve sıcak dilini olabildiğince içime gömdü. Hava almaksızın dudaklarını kapattı amıma. Amımı emerken dilini içeride oynata oynata içimi okşuyordu. Bu arada ıslak parmağıyla klitorisimi okşarken, diğer elinin bir parmağı arka deliğimi yoklamaya başladı.

    İşte o anda kendimi kaybettim. Böyle bir zevk yaşamamıştım ömrümde. Tüm vücudum kasılmaya, dalgalanmaya başladı. Halen sıcak dili amımdaydı. Parmaklarını kalçalarıma geçirmiş, kaçıp kurtulmamı engellemek istercesine sıkıyor, beni hareketsiz bırakmaya, dilinin verdiği zevki devam ettirmeye çalışıyordu. Öyle bir orgazm yaşıyordum ki, kendimi ölmüş, bulutların üzerine çıkmış gibi hissediyordum adeta. Kalçalarım yatağı dövmeye başlarken, amımı emmeyi bıraktı, yukarıya çıktı. Elleri memelerimi sıkarken, dudaklarını benim nefes almaya çalışan açık dudaklarıma kapattı. Ölüyordum zevkten. Durmaksızın inliyor, kısık çığlıklar atıyordum, “Oohhhh Tolga! Dayanamıyorum Tolga! Ölüyorummm! Ne yaptın bana sen? Nasıl zevk bu? Erkeğimm! Aşkımm! Ooohhhh!” diye.

    Neden sonra sarsıntılar hafifledi, azaldı, sona erdi. Kendimi halsiz, yorgun bir halde Tolga’nın kollarına bıraktım. Hiç böyle bir zevk yaşamamıştım ömrümde. Halen, su içinde kalmış ıslak amımı okşayan elinin üzerine elimi koydum minnetle. Gülümsedim. O da, “Öyle güzelsin ki Funda abla!” dedi hayranlıkla. “Teşekkür ederim! Hiç böyle bir zevk yaşamamıştım. Hayatımda bir erkekle yaşadığım ilk gerçek orgazmım bu benim!” dedim. Gözleri açıldı, bana baktı, “Nasıl? İnanmıyorum sana, Ahmet abi hiç…?” dedi.

    “Ahmet abin hiç böyle yapmamıştı. Böyle sevmedi beni hiç. Ahmet abin her zaman içime girer, birkaç git gel yapar ve sonra kendi boşalır, beni düşünmeden uyur sızar kalır!” dedim. Sonra elimi uzatıp yarı kalkmış durumdaki sikini okşadım ve utanarak ilave ettim, “Değil senin yaptığın gibi amımı yalamak emmek, adamakıllı sevişmedi bile!” dedim. Okşamalarım yarı kalkık sikini sertleştirmiş, dimdik olmuştu. Kıvrandı, “Sen de yalamak ister misin Funda abla?” dedi çekingen bir tavırla. İstediğini yapmayacağımdan, tersleyeceğimden korkar gibiydi.

    Gülümsedim, “Hiç yapmadım bunu Tolga. Ama madem sen beni bu kadar mutlu ettin, sana bunu borçluyum aşkım! Ne istersen yaparım senin için!” dedim. Doğrulup dudaklarından öpmeye başladım, gezine gezine boynuna, göğsüne, sert karnına kadar indim. Kasıklarına başımı eğdim, güzel sikini elimle tutup hayran hayran baktım. “İlk defa yapıyorum bunu! Beceremezsem sen yönlendir beni!” diyerek, dilimi çıkarıp ucuyla boydan boya yaladım sikini…

    İyice sertleşmiş, damarları parmak gibi kabarmıştı ellerimin arasında. Dilimin ucunu kabarmış kan damarlarında, yumruk gibi başında, şapkasının kenarlarında gezdiriyordum ıslak ıslak. Eğildim, aşağıya indim, taşaklarını dudaklarımın arasına alıp emer gibi yaptım. Kıvranıyordu ben bunları yaptıkça, inliyordu. Yukarıya çıktım. Ağzımı kocaman açıp sikinin iri başını ağzımın içine almaya çalıştım. Dişlerim canını yaktı sanırım, inledi. Ona kısık sesle, “Özür dilerim aşkım, ilk defa bir erkeğin sikini ağzıma alıyorum. Kusura bakma.” dedim. “Önemli değil Funda abla. Ben de şimdiye kadar birkaç orospuyla, parayla seviştim sadece. Hiçbir kadın da bunu yapmamıştı bana. Sikimi ağzına alıp emen olmadı şimdiye kadar. Devam et sen!” derken parmakları saçlarımın arasında dolaşıyordu.

    Bu beni daha da ateşledi. Dudaklarımı daha da açıp ağzıma aldım sikinin başını. Şapır şupur bebek emziği gibi emmeye, dilimle içimde yalamaya başladım. Tolga da başımdan tutup kendine bastırıyordu. Böylece koca siki ağzımın içinde kaybolmaya, yavaş yavaş ağzımın derinliklerine kadar girmeye başladı. Gözleriyle beni izliyordu. Ben de onun zevkten kısılmış gözlerinden gözlerimi ayırmadan işimi yapıyor, onun yönlendirmesiyle sikini sonuna kadar ağzımın içinde kaybetmeye, onu zevkten eritmeye çabalıyordum.

    Belki bir 10 dakika böyle emdikten sonra kasılmaya başlamıştı ki, birden kalktı yerinden, beni sırtüstü yatırıp üzerime çıktı, sikini tekrar ağzıma soktu. Başım iki dizinin arasındaydı. Saçlarımdan tutup sonuna kadar kendine çekti. Dudaklarım kasıklarına değdi. Nefessiz kalmıştım. Başımı sallayıp kurtulmaya çalıştım. Sikinin kafası bademciklerime değiyordu, boğazımdan içeriye girmişti sanki. Saçımdan tuttuğu parmaklarıyla başımı geriye çekti, nefes almamı sağladı, sonra tekrar gömdü. Kalçalarını ileri geri oynatıyor, ağzımı siker gibi gidip geliyordu. “Ohhh Funda ablaaa! Harika emiyorsun! Delirtiyorsun beni! Aaahhhh! Harikaaa!” diye feryat ediyordu bir yandan da.

    Benimse cevap verecek halim yoktu. Ağzımın içinde kocaman bir yarakla nefes alamadan ağzımdan sikiliyordum. Tam boğulacak gibi olduğum anda sikini ağzımdan çıkarıyor, bir parça nefes almamı sağlıyor, sonra tekrar sikini ağzıma gömüyordu. Kendimi kurtarmak için ellerimi kalçalarına sarmış, tırnaklarımı kabalarına geçiriyordum. Ama tırnaklarımın acısı bile engel olmuyordu erkeğime ve beni ağzımdan sikmeye devam ediyordu…

    Sonunda kasılmaya, döllerini ağzımın içine püskürtmeye başladı. Kaçmak istedim, bırakmadı. Döllerinin son zerresine kadar ağzıma, boğazımdan içeriye boşalttı titreye titreye. Baskıyı hafifletmişti. Ben de olan oldu diyerek tadı pek hoşuma gitmese de yarağını emdim, son damlasına kadar döllerini boşalttım. Ağzıma boşalmaktan mest olmuştu. Koltuğun üzerine devrildik ikimiz de. Nefes nefese kalmıştık. Kenarda duran elbisemi alıp ağzımın kenarından taşan dölleri temizledim bir güzel. Çırılçıplak uzandık öylece.

    Elini uzatıp elimi tuttu, “Hiç böyle bir an yaşamamıştım!” dedi. Elini sıktım minnetle, “Ben de aşkım. Ben de!” dedim. Kesik kesik konuşmaya başladık kendimize geldiğimizde. “Tolga, lütfen bundan kimseye bahsetme olur mu? Yalvarırım sana! Eğer bahsetmezsen erkeğim olursun, her zaman yaşarız bu zevkleri! Kocamla bunca senedir yaşadığım seks değilmiş meğer, beni sen doyurursun bundan sonra! Ben de seni doyururum!” dedim. Eğilip öptü beni, “Deli misin Funda abla? Bu zevki yaşamak için ne istersen yaparım. Başkasına anlatır mıyım hiç?” dedi.

    Sımsıkı sarıldım ona, “Keşke daha önce yaşasaydık bu zevkleri! Nelerden mahrum kalmışım meğer! Becerikli erkeğim! Tatmadığım zevkleri tattıran erkeğim! Bundan sonra kocam sensin! Erkeğim benim!” dedim. Yine sertleşmişti siki, bacaklarıma değiyordu taş gibi. Dudaklarımdan öptü, “Ama daha sikmedim Funda abla! Amını yaladım sadece! Artık seni sikmek istiyorum! Döllerimi amına boşaltmak istiyorum! Hadi yukarıya, sizin eve çıkalım. Seni kocanın yatağında sikmek istiyorum!” dedi.

    “A-aa Tolga, konuşma böyle Sikli Amlı falan! Terbiyesiz!” dedim gülerek. Ama hoşuma gitmişti böyle konuşması. Elimi aradan uzatıp sertleşen sikini kavradım. Taş gibiydi. “Hımmm, demek beni kocamın yatağında sikmek istiyorsun ha? Kocamın beni siktiği yatakta? Ahlaksız seni! Hadi o zaman yukarıya çıkalım, sik beni güzel güzel! Bu koca sikini sok amıma!” dedim. İkimiz de heyecanlanmıştık. Ateşimiz tekrar yükselmişti. Kalktım, külot sütyenimi alıp giymek için davrandım. Elimi tuttu, “Hayır, giyme Funda abla. Öyle gel, çırılçıplak!” dedi.

    Binada ikimizden başkası yoktu. Üçüncü kat boş duruyordu. Kıkırdadım, “Delisin sen Tolga! Çılgınsın! Hadi o zaman, gidelim!” dedim. Beni kolumdan tuttuğu gibi, elimizde giysilerimizle dışarıya çıktık. Daha merdivenlerden çıkarken oramı buramı ellemeye, öpmeye başlamıştı bile. Kahkahalarla gülüyor, çocuklar gibi oynaşıyorduk. İyice sertleşen siki bacaklarının arasında sallanıp duruyordu. Deli gibi tahrik oluyordum onun çılgın hareketlerinden.

    Bizim dairenin kapısına geldik. Heyecanla anahtarımı anahtar deliğine sokmaya çalışırken, Tolga arkamdan yaklaşıp yarağını bacak aramdan sokmuş, beni belimden tutup kendine çekiyordu. Kapıyı zar zor açtığımda hemen içeriye girmedi, sırtımı kapıya dayayıp üzerime abandı kaslı gövdesiyle. Öpmeye başladı. Ellerimi yukarıda birleştirmiş vücudunu vücuduma bastırıyor, hareket etmeme, kurtulmama izin vermiyordu. Siki kasıklarıma dayanmış baskı yapıyordu. Hoş, zaten pek kaçmak istediğim de yoktu ya! Uzun uzun öpüştük. Önümde onun kaslı bedeninin ateş gibi sıcaklığı, sırtımda çelik kapının soğuk serinliği. Deli oluyordum zevkten…

    Ve neden sonra kapıyı kapatıp içeriye girdik. Bu sefer hakimiyet bendeydi. Onu kolundan tutup yatak odamıza götürdüm. Yatak odam herzamanki gibi gayet düzenliydi. Oldukça geniş bir yatağımız vardı. Etrafına bakınıp duran Tolga’ya sarılıp dudaklarına yapıştım. Karşılık verdi. Öpüşürken nefesimiz kesiliyordu. Bir eli saçlarımı çekerken, diğer eli sırtımda, kalçalarımda dolaşıyor, kendine sımsıkı bastırıyordu beni. Az önceki ihtiras yine tüm vücudumu sarmıştı. Alevler içinde yanıyordum. Dudaklarımı çekip inledim, “Tolga, bu gece seninim! Bu gece kadınlığımı yaşat bana!” diye.

    Beni öpe öpe yatağın kenarına kadar götürdü. Öpmeyi bırakmadan üzerime eğildi, beni yatağa uzattı boylu boyunca. Bunca senedir kocam yanımda horlarken ağladığım, kendimi tatmin ettiğim yatağımda, genç bir erkeğin altına yatmak üzereydim. Heyecandan, zevkten ölüyordum. Tolga’nın tüm bedenimde dolaşan dudakları elleri bitiriyordu beni. “Hadi Tolga, içime gir artık! Dayanamıyorum, seni içimde istiyorum!” diye inledim. Bacaklarımı araladı, dizlerinin üstünde yaklaştı. Sikini tutup başını ıslak amımın kapısında, dudakları üzerinde dolaştırdı. İnledim. Kalçalarımı oynatarak kıvrandım, “Hadii, sok artık!” dedim.

    Kırmadı beni. Yavaşça yüklendi. Ama girmedi hemen. Tüm ıslaklığına karşı amımın girişi zorluk çıkarıyordu kocaman yarağına. Biraz daha ıslaklığımı okşadı, yarağının başını ıslattı sularımda. Sonra tekrar bastırdı. Başı girmişti içime. Durdu. Bekledi. Tekrar ittirdi. Yavaş yavaş koca sikini gömüyordu amıma. İnanılmaz bir zevkti yaşadığım. Kendimi kaybediyordum zevkten. “Aaahhh!” diye inledim. “Beğendin mi Funda abla? Sikim zevk veriyor mu?” diye sordu. “Deli misin? Zevk de laf mı Tolga? Çok güzelll! Kocamın pipisine alıştı amım, senin koca sikin kudurtuyor beni, zevkten ölmek üzereyim!” dedim.

    Bütün bedeniyle üstüme yüklendi. Siki dibine kadar amıma girdi bir anda. Boynuna sarılıp tüm vücudumla yapıştım ona. Bacaklarımı beline sardım. Bacaklarımın arasında koca bir et parçası vardı ve beni zevkten, şehvetten öldürüyordu bu kalınlık. Kıpırdanmaya, amımın içinde gidip gelmeye başladı yavaş yavaş. Nefesim kesiliyordu zevkten. Boynuna dişlerimi geçirip tısladım, “Ohhhh! Harikaaa! Mmmm! Çok güzel! Hadi hızlan aşkım! Sik beni!” diye. “Hemen değil Funda abla… Seni yavaş yavaş sikecem! Kocanın yaptığı gibi sikimi sokup çıkarıp boşalmayacağım sana! Tadını çıkaracaksın yarağımın! Sikilmenin, seks yapmanın ne demek olduğunu öğreneceksin bu gece Funda abla!” dedi nefes nefese kulağıma.

    Biraz hızlanıyor, biraz yavaşlıyor, gelecek gibi olduğunda durup bekliyordu. Böyle yapınca da ben zevkten kuduruyor, deliriyordum. Yavaş yavaş kendini geriye çekiyor, sonra hızla, bir anda köküne kadar yarağını içime sokuyordu. Sikinin başının ta diplerime değdiğini, koç başı gibi zorladığını hissediyordum. Amımın diplerinde hissettiğim sertliğinin okşamaları beni benden alıyor, kıvranıyor, kendimi sağa sola atıyordum. Kalçalarımı çalkalayınca da daha kötü oluyor, koca siki amımın içinde her yerime değiyor, çıldırtıyordu. Amıma her vuruşunda zevkin yanında acıyla inliyordum. Kocamın hiç değmediği yerlerime değiyordu yarağı…

    Ve bir yarak içimdeyken hayatımın ilk orgazmını yaşadım, kendimden geçtim. Bacaklarımı sımsıkı kalçalarına sarmış, indirip kaldırıyor, kalçalarım yatağı dövüyor, haykırıyordum. İnanılmazdı yaşadığım şey. Dakikalarca sürdü bu zevk. Kendimden geçtim bir süre. Neden sonra kendime geldiğimde Tolga halen içimde, bacaklarımın arasındaydı ve gidip geliyordu yavaş yavaş. Tekrar inlemeye başladım. O volkan tekrar kaynamaya, zirveye yükselmeye başladım. Tolga da sona yaklaşmak üzereydi…

    Tam bu esnada telefon çaldı. İkimiz de durup yatağın yanındaki telefona baktık. Hemen açmadım. Telefon birkaç defa çalana kadar soluğumun düzelmesini bekledim. Konuşabilecek hale gelince elimi uzattım, ahizeyi kaldırdım. Telefonun diğer ucunda kocam vardı. Sorun var mı, her şey yolunda mı diye aramış. Bu arada Tolga da içimden çıkmamış, üzerime uzanmıştı. Bacaklarımın arasında genç bir erkek, yarağını amımın dibine kadar sokmuş vaziyette, uykudan uyanmış sesimle kocama cevap verdim, “Aloo?” diye ve konuşmaya başladık. “Erkenden uykum geldi kocacım. Uyuyordum…” dedim.

    Ben kocamla konuşurken, Tolga içimde milim milim sikini oynatıyor, yavaş hareketlerle gidip geliyordu amımda. Ağzımı kapatıp zevk inlemelerime engel olmaya çalıştım kocama cevap verirken. Garibim, benim başka bir erkeğin altında sikiştiğimden habersiz, beni soruyordu. Buysa daha çok tahrik ediyordu beni. Kocamla konuşurken beni sikmekte olan Tolga ile göz göze bakışıyorduk. Zevkten gözlerimiz kısılmıştı. Dudaklarımızda bir gülümseme. Kocam uzun uzun bir şeyler anlatırken telefonun ahizesini elimle kapatıp, Tolga’ya fısıldadım, “Memnun musun aşkım? Telefonda kocam var. Ve sen karısını sikiyorsun!” diye.

    Tolga inledi sessizce, “Ohhh! Evet Funda abla. Öyle güzel ki, Ahmet abinin karısını sikiyorum yatağında! Altımda zevkten inletiyorum! Haberi yok pezevengin!” diye fısıldadı. Boynuna sarılıp, omuzunu dişledim. “Erkeğim benim! Sikemeyenin karısını sikerler! Hadi sik beni! Güzel güzel sik! O koca yarağınla sik Ahmet abinin karısını! Ohhh! Sok yarrağını bana!” diye fısıldadım.

    Kocam halen anlatıyordu telefonda. Arada ahizeyi kapatan parmaklarımı kaldırıp, (Hı… hı… evet… hayır…) diye cevaplıyordum onu. Özlediğini söyledi sonunda. “Ben de seni çok özledim kocacım! Yalnızlık zormuş! Bir an önce gelsen keşke! Burda, yatağımızda yalnız yatıyorum, sensiz! Gelsen de sevişsek!” dedim cilveli cilveli. Sanki gelse yapacağımız şeyin adı seksmiş gibi. Vedalaştık, “İyi geceler karıcım, kendine iyi bak!” dedi, kapattı telefonu. Bense ahizeyi elimden fırlatıp attım, içimde gidip gelen Tolga’ya sımsıkı sarılıp kalçalarımı çalkalamaya başladım, amımda hareket edip duran sikini daha çok hissetmeye çalıştım.

    Tolga’ya, soluk soluğa, “Duydun mu? Kendime iyi bakacakmışım!” dedim. Tolga da bütün gövdesiyle üstüme yüklenerek amıma abanırken yanıtladı beni, “Merak etme Funda abla, ben sana iyi bakarım!” dedi.

    Demin telefonda konuşurken biraz yavaşlatmıştık hızımızı. Ama konuştuğumuz hayasız, ar damarı çatlamış sözcüklerin etkisiyle delirmiştim. Tolga da benden daha çok heyecanlanmış ve zevke gelmişti. Sona yaklaşmıştık ve üzerime uzanmış, son darbeleri vuruyordu. Boşalmak üzereydim. O da geleceğimi hissetmiş, hızlanmıştı iyice. Ve son hamlede öyle bir yüklendi ki, kendini kastı, odanın içini dolduran inlemelerle aynı anda ben de kasıldım. Birbirimizi öylesine sımsıkı sarmıştık ki, ikimiz de birbirimizin kolları arasında titreye titreye boşalıyorduk. Döllerinin sıcaklığını amımın diplerinde hissediyordum. Hayatım boyunca böyle bir şey yaşamamıştım.

    Bir süre içimde öylece kaldı. Amım sikini sarıyor, içimde yeni yeni küçüldüğünü hissediyordum. İçimden çıkmak istemiyor gibiydi. Bacaklarımın arasında boylu boyunca uzanıyordu üstümde. Nefeslerimiz sonunda düzene girdi, sakinleştik. İçimden çıktı, kendini yan tarafıma bıraktı ve “Sigaran var mı aşkım?” diye sordu.

    İçim titriyordu o aşkım dedikçe. Kalkıp kocamın sigara paketini çıkardım çekmeceden, iki sigara çıkarıp çakmakla ikisini de yaktım. Çıplaklığımdan utanmak aklıma bile gelmiyordu, öylesine doğaldı ki çıplaklığımız. Tekrar yatağa, sevgilimin koynuna girdim. Kollarının arasına uzanıp onun sigarasını dudaklarının arasına kıstırdım. Pek kullanmadığım halde onunla beraber orgazm sigarası tüttürdük birlikte. Göbeğinin üstüne koyduğumuz Fondöten kutusunu küllük olarak kullanıyorduk.

    “Tolga, bundan sonra bana abla demeni istemiyorum!” dedim. “Peki aşkım! Bu geceden sonra kadınımsın sen benim. Ablam değilsin!” dedi. Uzanıp sigara dumanı çıkan etli dudaklarını öptüm ve “İlk defa sevişmekten zevk aldım. Senin sayende aşkım! Senin kollarında kadın olduğumu anladım ilk kez!” diyerek içimi döktüm. Kulağımdan öperek, “Daha gece sona ermedi aşkım! Sabaha kadar benimsin! Altımda inletecem seni! Halsiz kalıncaya kadar sikecem seni!” dedi. Sımsıkı sarıldım, “Ne istersen yap! Yılların acısını çıkarmak istiyorum. Ne zaman, nasıl, ne kadar istersen sevişirim seninle!” dedim.

    Tolga, “İçine boşaldım… Hamile kalırsan?” dedi tereddütle. “Olsun, senin çocuğun, doğururum!” dedim. Endişeyle yüzüme bakıyordu. Gülerek yanağını okşadım, “Merak etme, çocuğum olmuyormuş benim. Korunmamıza gerek yok. İstediğimiz gibi sevişebiliriz yani!” dedim. Elimi uzatıp sikini okşadım, hemen başını kaldırdı yaramaz. “Hatta şimdi başlayabiliriz sevişmeye, gücün varsa?” dedim.

    Belimden tutup bir anda üstüne çıkardı beni. Bacaklarımı aralayıp, üstüne yerleştiğimde, çoktan sertleşmiş siki amıma baskı yapmaya başlamıştı. Ne yapmak istediğini kadınlık sezgilerimle anlamış, sikinin üzerine oturmaya başlamıştım bile. Dudaklarımı ısıra ısıra yarağını içime aldım. Belimden tutup kendine çekiyordu. Sonunda dibine kadar girdi.

    Biraz bekleyip üstünde hareket etmeye başladım. Yukarı aşağı inip kalkıyor, ucuna kadar çıkıp, dibime kadar içime alıyordum. Giderek hızlandım, ıslak amımın içinde yağ gibi kaymaya başladı yrağı. Başını kaldırıp memelerimi yalıyor, uçlarını emiyordu ben üstünde gidip gelirken. Zevkten deliriyordum yine. Bir kez daha sarsılmaya, orgazm olmaya başladım. Sonunda üstüne yığılıp kaldım. Yana devrilip iki büklüm oldum. Bacaklarımı kasıyor, halen devam eden orgazm kasılmalarının zevkini çıkarıyordum.

    Sabaha kadar seviştik. Duş yaptık. Banyoda bir kez de arkadan, minik deliğimden becerdi. Çığlıklarıma aldırmadan götümün kızlığını bozdu. Onun zevkini de yaşattı bana. Duştan çıktık, yatağın üstünde domalttı beni, kalçalarımdan tutup amıma girdi. Bu kez değişik açıdan amıma giren yarağı zevkten delirtti beni… Sabaha kadar seviştik kısacası. Uzun uzun seviştik. Durduk, dinlendik, sikiştik. Ben erkeksiz, o kadınsız geçen yılların acısını çıkarırcasına seviştik. Sabah güneş doğarken sızıp kaldık yatakta.

    Öğlene kadar ölü gibi uyuduk. Uyandık. Çırılçıplak evin içinde dolaştık, oturduk, kalktık, mutfakta yemek yedik. Evin her köşesinde, her odasında seviştik. İki gün boyunca yeni evli balayı çiftleri gibiydik. Hiç durmadık. Öpüşüp koklaştık, seviştik, sikiştik. Ertesi gün, kocam gelecek diye zorla ayrıldık birbirimizden.

    İki yıla yakın bir zaman boyunca sürdü Tolga ile bu ilişkimiz. Fırsatını bulduğumuz, canımızın çektiği her anda birbirimizin kollarına koştuk. Fakat sonunda taşındılar, birbirimizi kaybettik. Şimdi hayata küsmüş gibiyim. Bir kenara çekilip saatlerce Tolga ile yaşadığımız sevişmeleri anıyorum. Mutfakta yemek yerken, o yemek masasında Tolga’nın bana yaptıkları. Kocamla yatarken, o yatakta Tolga ile yaşadığımız orgazmlar. Kocamın çükü içimde gidip gelirken, Tolga’nın içimi dolduran yarağının kalınlığı. Kocamın leş gibi içki kokusundan iğrenirken, burun deliklerimde Tolga’nın erkek vücudunun salgıladığı beni tahrik eden erkek kokusu…

    Fakat yapacak bir şeyim yok. Ya böyle yaşamaya devam edeceğim, ya da kendime geleceğim, çıkıp kendime bir şekilde yeni bir Tolga bulacağım. Onun gibi bir erkek. Beni doyuran, beni yaşatan, beni kadın yapan bir erkek. Bekliyorum henüz. Bir gün karşınıza, genç ve güzel bir kadın çıkarsa, gözleriyle sizi süzen, tartan, aranan… O benim işte!

    amatör sex resimleri anal sex hikayesi ataköy travestileri baba sex hikaye gay hikayeler sex gay sex hikayesi götten sikiş grup sex itiraf kendini siktiren kadınların hikayeleri kuzen sikis hikayesi porno hikayeleri resimli sex seksi baldız hikayeleri sex hikayeler porno sex hikayeleri teyzem sex rusya sikiş hikayeleri sikis hikayeoku türbanlı sikiş
  • Anneciğim ile seks hayatımız bambaşka – Seks Hikaye

    Anneciğim ile seks hayatımız bambaşka – Seks Hikaye

    Annemle benim aramda geçen bu hikayeyi başlıktan gördüğünüz üzere anlamışsınızdır. İlk olarak ikimizin de fiziksel özelliklerini tanıtacağım ki gözünüzde aç çok bir şeyler canlanabilsin. Eğer bunu yapabilirsem ne mutlu bana, çünkü annemin güzelliğini siz de göreceksiniz. Annemin adı Nagihan, kendisi 40 yaşında. Fiziksel özelliklerini anlatmak gerekirse sarışın, 1.75 boyunda yaklaşık 75-80 kilo civarı. Boyu bir kadına göre uzun olduğu için kilosuna rağmen şişman gözükmüyor, biraz balık etli yalnızca. Oldukça güzel, alımlı ve bakımlı bir kadın. Ben ise 16 yaşındayım, adım Onur. Lise üçe gidiyorum. Pek ilginizi çekmez sanırım ama kendi fiziksel özelliklerimden de bahsedeyim, boyum 1.73 kilom ise 58, kısacası biraz sıska, çelimsiz biriyim.
    Annemle babam 5 yıl önce boşandılar, ben annemle birlikte yaşıyorum, tek çocuğum. Annem bir okulda memur olarak çalışıyor, babam da iyi bir miktar nafaka ödediği için rahat bir hayat yaşıyoruz diyebilirim. Annem her zaman bana çok düşkündü. Babamla ayrıldıktan sonra tamamen başbaşa kaldığımız için, artık dünyasının merkezinde bir tek ben vardım onun için. Annem genel olarak rahat bir kadın, hayat tarzı böyle. Bu rahatlık bana olan aşırı düşkünlüğüyle de birleşince aramızdaki ilişki her zaman normal anne-oğul ilişkisinin sınırlarının ötesindeydi. Misal kendimi bildim bileli annem beni hem yanağımdan hem dudağımdan öperdi, yaşım ilerledikçe de bu değişmedi, hala sık sık dudağımdan sulu sulu öper beni. Bunun dışında zaten giyim kuşam konusunda da dekolteli bluzlar, elbiseler, daracık pantolonlar, kısa etekler dışında birşey pek giymez. Tabi bunlar işe giderken yahut dışarı çıkarken. Evde çok daha rahattır, özellikle yazları hava sıcakken küçük bir şort üzerine bir sütyen veya kalçasını örtecek uzunlukta sütyen olmadan giydiği bir tişört ve altında da yalnızca külot olur çoğunlukla. Ben de bu şekilde sınırlar olmadan yetiştiğim için çoğunlukla yalnızca boxer giyerek dolaşırım evde. Kısacası evde yabancı biri olmadığında çıplak denebilecek şekilde yaşıyoruz.
    Bu rahatlık yalnızca bunlardan ibaret de değil. Misal benim yanımda giyinip soyunmaktan da hiç çekinmez, yani gelip özellikle benim yanımda soyunmaz tabi ama odada ben varsam da gidip başka odaya gidip soyunmaz. Mesela hiç unutmuyorum 12 ya da 13 yaşındaydım, annemin yatağında gece annemle beraber uyumuştuk. (annemle babam ayrıldığından beri zaman zaman böyle birlikte uyurduk) Sabah uyandım ve annem yatağın karşısındaki gardırobunun önünde işe gitmek için üzerini giyiyordu, sırtı bana dönüktü altındaki leopar desenli külotu dışında üzerinde birşey yoktu. Bana doğru döndüğünde uyandığımı gördü ve koca memelerini eliyle dahi kapatma ihtiyacı hissetmeden sadece gülümseyip “uyandın mı bebeğim, günaydın” dedi. Tabi daha önce de benzer manzaralarla çok karşılaştığımdan benim için anormal bir durum değildi, sadece size aramızdaki durumu açıklamak için bu örneği verdim. Aynı şekilde ben de ona karşı rahattım odamda o varken çekinmeden giyinip soyunurdum, sikim dahil her yerimi görürdü. Hatta bir keresinde dışarıda top oynayıp eve gelmiştim ter içindeydim hemen odama gidip soyunup kendimi banyoya atacaktım. Annem o sırada odamı süpürüyordu “merhaba annecim” diyip üzerimi çıkarmaya başladım. En son boxerımı da çıkardığımda annem bakıp “hayatım sen o pipindeki kılları almıyor musun” dedi. O bölgemdeki ve koltuk altımdaki kıllar henüz yeni yeni çıkmaya başlamıştı ve ben ne o kılları almam gerektiğini ne de nasıl alacağımı bilmiyordum.
    – Nasıl yani almam mı gerekiyor?
    + Tabi ki bebeğim, yoksa pislik birikir o kılların arasında
    – İyi de ya nasıl alacağım anne, bi yerimi kesersem?
    – Kesmezsin canım ben sana öğretirim.
    Sonra birlikte banyoya gittik ve tıraş bıçağıyla sikimdeki ve etrafındaki tüm kılları güzelce kesti ve sonra sabunla güzelce köpürterek yıkadı ve duruladı. Sonra da onun deyimiyle “pipime” küçük bir öpücük kondurup gülümsedi ve “bak oldu işte hiçbir yerin de kesilmedi” dedi. Tabi bu, şehvetli bir öpücükten ziyada bir annenin küçük oğlunun pipisine şefkat dolu bir öpücüğüydü.
    Herhalde buraya kadar anlattıklarım aramızdaki ilişki hakkında size yeterince fikir vermiştir. Şimdi esas hikayenin başladığı kısma geçelim.
    Ergenliğimin henüz başlarındaydım, o yaşlarda erkekler arasındaki muhabbetleri bilirsiniz. Herkesin azgınlıktan tabiri caizse, düz duvara tırmandığı bir dönem. Ben de tabi bu muhabbetle ister istemez dahil oluyordum ve “otuzbir çekmeyi” de ilk kez bu muhabbetlerde duymuştum. Denemeye karar verdim, evde yalnız olduğum bir gün soyunup yatağıma uzandım ve çekmeye başladım. Sınıftaki güzel kızları düşünüyordum. Bizimkilerin dediğine göre en geç on-on beş dakika gibi bir zaman sonra boşalmam gerekiyordu, ilk kez olacağından çok heyecanlıydım.
    Ancak zaman ilerledikçe bir sorun olduğunu fark ettim. Çünkü on dakika oldu, yirmi dakika oldu derken yarım saat. Koluma ağrılar girmişti ama hala tık yok. İki saatin sonunda ancak başarabildim, müthiş bir duyguydu, inanılmaz zevkliydi. Ancak gereğinden çok uzun sürmüştü ve çok yorulmuştum, ter içindeydim. Niye bu kadar uzun sürdüğünü anlamamıştım ve internette araştırmaya karar verdim. Biraz bakındıktan sonra bunun nadir görülen bir sorun olduğunu gördüm; “geç boşalma”. İsterseniz siz de internetten araştırıp bakabilirsiniz. Evet birçok insan bunun tam tersi bir sorun yaşar ama benim problemim geç boşalmaydı. Daha sonraki günlerde birkaç kez daha denedim ancak sonuç hep aynıydı, uzunca bir süre çektiğim için bir süre sonra yorulup bırakıyordum ve boşalamadığım için taşaklarım ağrıyor, zonkluyordu. Bu durumu siz de bilirsiniz, testisleriniz dopdolu, vücut artık onları dışarı atmak istiyor. Bu hem bir yandan zevk veriyor, libidonuzu yükseltiyor ama bir noktadan sonra da sıkıntı veriyor çünkü neticede bu bir ihtiyaç ve ben bir türlü boşalıp rahatlayamıyorum.
    Bu durum artık iyice moralimi bozmaya başlamıştı, ev içinde suratım hep asıktı. Tabi beni herşeyi olarak gören, hayattaki en büyük amacı benim mutluluğum olan annem de bu durumu hemen fark etti ve sebebini sormaya başladı. Sürekli geçiştiriyordum “yok bir şey” falan diyerek ancak annemin ısrarlı sorularına karşı koymak çok zordu. Yine böyle yüzüm asık halde yatağımda sırtımı yaslamış kös kös uzanırken, annem odama girdi, üzerinde dizinin epey üstünde beyaz keten bir etek, üstünde derin dekolteli sıfır kollu saten bir bluz vardı. Yatağımın kenarına oturdu.
    – Bebeğim napıyosun?
    + Hiç öyle oturuyorum anne.
    – Hala bana söylemiycek misin ne olduğunu?
    + Bir şey yok ki anne.
    – Tatlım bak şu hayatta herkesi kandırabilirsin ama beni kandıramazsın. Neyse problemin anlat bana ben senin annenim, bana da anlatmıycaksan kime anlatacaksın?
    Başım eğik susuyordum.
    – Kızarım falan diye çekiniyorsan, sana hiçbir şey için kızmam bunu biliyorsun.
    + Hayır anne kızmakla alakası yok. Bu sana anlatabileceğim bir şey değil.
    – Nasıl yani? Yoksa kız meselesi falan mı? Aşık mı olmuş yoksa benim küçük prensim?
    + Yok hayır öyle bir şey de değil.
    – Bak canım oğlum, mesele her ne ise seni üzüyor ve ben de buna müsaade etmem. Çabuk anlatıyorsun bakalım bana.
    + Olmaz anne cidden sana anlatamam, yani bu biraz daha erkeklerle ilgili bir konu.
    – Erkeklerle ilgili derken nasıl yani tam olarak biraz daha açar mısın bebeğim?
    Ben yine susarak karşılık verdim. Annem de bir süre sustuktan sonra:
    – Bak hayatım eğer erkeklerle ilgiliden kastın cinsellikle ilgili birşeyse bana anlatabilirsin, bunda çekinecek birşey yok. Ben senin annenim varsa bir sorunun çözebilmek için elimden geleni yaparım. Sen benim bu hayattaki tek varlığımsın, en değerlimsin, herşeyimsin.
    Yine susuyordum, annem üsteleyerek:
    – Öyle bir şey mi, yani cinsellikle mi ilgili bir problem?
    + Sayılır dedim, başım önde utanarak.
    – Nasıl yani nedir tam olarak sorun?
    + Ya şimdi anne erkekler şey yaparlar ya hani
    – Ne yaparlar
    + Hani elleriyle…
    – Mastürbasyon mu demeye çalışıyorsun?
    + Ee..evet dedim kekeleyerek.
    – Yani tabi ergenlik çağındasınız, çoğu insan buna tepki gösterebilir ama bu yaşlarda bence bu yaşlarda böyle şeyler normal. Nedir peki sorun dediğin canım?
    + Ya arkadaşlar konuşuyorlardı, ben de onlardan duydum denemek istedim.
    – Eee?
    + Baya bir süre yaptım ama olmadı.
    – Ne olmadı?
    + Sıvı birşey akar ya hani o olmadı. Ancak 2 saat falan sonra oldu ama çok yoruldum. Sonra internetten falan da araştırdım normal değilmiş bu kadar sürmesi.
    – Aslında evet normal değil bu kadar sürmesi. Belki ilk kez yaptığın için böyle olmuştur daha sonra denedin mi?
    + Denedim yine aynı, 1.5-2 saatten önce olmuyor. Çok uzun sürünce ben de yorulup bırakıyorum. Akmayınca da rahatlayamıyorum, hayalarım ağrıyor. O yüzden de moralim bozuluyor.
    – Allah allah şaşırdım ben de, niye olur ki böyle bir şey.
    – Bilmiyorum.
    Bir süre ikimiz de sustuk sonra annem “e çıkar da bi dene bakalım bi de ben bakayım anormal birşey var mı” dedi.
    – Nasıl yani sen bakarken mi?
    + Evet, ne var bunda tatlım ben senin annenim normalde böyle bir şey yapmazsın ama ortada anormal bir durum var ben de annen olarak merak ediyorum, endişeleniyorum. Bunda utanılacak bir şey yok bitanem.
    Benden bir hamle gelmeyince annem eliyle önce eşofmanımı çekip çıkarttı, sonra da boxerımı. Sikim zaten kalkık vaziyetteydi. Annem “e hadi bebeğim, çekinecek bir şey yok dedim sana.” Utana sıkıla sikimi elimle kavrayıp ileri geri yapmaya başladım. Fakat değişen bir şey yoktu. Yarım saat geçmişti annem “hala yok mu bi hareketlenme” dedi.
    – Yok anne.
    + Acaba birşeylere falan baksan etkisi olur mu?
    – Nasıl yani birşeylere?
    + Hani videolar falan olur ya bununla ilgili internette, porno falan tarzında yani.
    Yine o arkadaşlarımla olan muhabbetlerde falan duymuştum bu porno olaylarını ama hiç açıp izlememiştim, annemden bunları duyunca daha da utandım.
    – Bilmiyorum ki anne izlemedim daha önce hiç.
    + Dur bakalım bir de öyle deneyelim.
    Annem kalkıp masamın üzerinden laptopumu alıp geri döndü “biraz kenara çekil bakalım” dedi. Söylediğini yaptıktan sonra o da sırtını arkaya yaslayıp yanıma oturdu ve bacaklarını uzattı. Laptopu bacaklarının üzerine koyup açtı ve Google’a porno yazdı. Çıkan sitelerden birine tıkladı, ilk kez porno görüyordum. Annem “hangisini açayım canım” diye sordu. Ben hala çok utanıyordum. “Bilmiyorum” dedim, “rastgele aç işte birini”. Annem dediğim gibi videolardan rastgele birini açtı, ben o sırada mastürbasyona devam ediyordum. Annem “canım şimdi videoya odaklan kendini orada gibi hayal et” dedi. Dediğini yapmaya başladım, 15 dakika geçti video bitti ama bende hala değişen bir şey yoktu. “Off kolum çok yoruldu” diyip bıraktım. Annem de hala boşalmadığımdan şaşkındı ama beni üzmemek için çaktırmamaya çalışıyordu. Yeni bir video açıp, “hadi biraz daha dene bebeğim gayret et” dedi. “Olmuyor işte anne, hem kollarım çok yoruldu” dedim. Bunun üzerine annem hiç beklemediğim birşey yaptı ve sikimi kavrayıp ileri geri yapmaya başladı. Şok olmuştum.
    – Anne ne yapıyorsun?
    + Tatlım sen de söyledin kolların çok yoruldu, biraz da ben devam ediyim.
    – İyi de anne, sen benim annemsin.
    + N’olmuş annensem tatlım, altı üstü elimle ileri geri yapıyorum.
    Çoğu insan için böyle bir durum lafı dahi edilemeyecek imkansız birşeydi ama annemle aramızdaki ilişkiyi düşünüce haklıydı, aslında o kadar da anormal bir durum yoktu. Kendimi annemin kollarına bıraktım ve videoya odaklanmaya başladım. Bir süre sonra annemin de kolu yoruldu ve diğer koluna geçti.
    Yaklaşık 1.5 saati geçtiğimizde bir hareketlenme hissettim, anne geliyor galiba dedim. Annem de sevindi, heyecanlı bir ses tonuyla “tamam bebeğim, şimdi hiç kasma kendini rahat bırak” dedi. Elini de iyice hızlandırdı ve 5-10 saniye sonra inleyerek boşalmaya başladım. Döllerim bir fıskiyeden akarcasına fışkırıyordu, kendimden geçmiştim. Annem boşalmaya başladıktan sonra yaklaşık 1 dakika hiç durmadan ileri geri yapmaya devam etti. En son içeride hiçbirşey kalmadığına emin olduktan sonra elini çekip “ohh sonunda” dedi. Ardından da “çok yordum oğlum beni” diye ekledi gülümseyerek. Sonra dur bakalım bir kıpırdama yerinden diyerek kalkıp odadan çıktı, elinde kağıt havlularla geri döndü. Yatağın kenarına oturup önce eline bulaşanları ardından da sikimdeki ve etrafındaki dölleri güzelce temizledi.
    Sonra bana baktı ve eliyle başımı okşayıp “takma kafana bebeğim, böyle böyle aşacağız inşallah bu problemini, ben sana yardım etmek için elimden geleni yapacağım canımın içi tamam mı” dedi. Başımla sallayarak onayladım ardından döllerimle yapış yapış olan kağıt havluları da alıp odamdan çıktı.
    Artık evin içindeki özgürlüğümün sınırları daha da genişlemişti. Salonda ya da evin herhangi başka bir yerinde rahat rahat mastürbasyon yapıyordum, annem durumumu bildiği ve üzüldüğü için birşey demiyordu hatta kendisi teşvik ediyordu buna. Bazen salonda annemle birlikte televizyon izlerken mastürbasyon yapıyor yorulunca anneme “annecim biraz da sen devam etsen” diyordum o da “tabi bebeğim” diyor ve ikiletmeden eline alıp sıvazlamaya başlıyordu. Gerçekten beni inanılmaz seviyordu annem, taparcasına. Ve mutlu olmam için yapmayacağı şey yoktu. Tabi genel olarak hayatında rahat, toplumun ahlak kurallarını pek umursamayan biri olduğundan yaptıkları da çoğu insan için sınırı aşan şeylerdi. Zaten o da bunu farkındaydı ve bana “hayatım bu aramızda geçenleri başka kimseye anlatma olur mu, bana göre anormal bir durum yok ama herkes bunu anlamayabilir” demişti.
    Günler böyle geçiyordu, ben mastürbasyonlarıma devam ediyordum daha doğrusu ediyorduk ancak değişen birşey yoktu, boşalmam hala minimum 1.5-2 saat sürüyordu.
    O gece annemin yatağında beraber uyumuştuk, hikayenin başında bahsettiğim gibi annem bana çok düşkün olduğundan ara ara yanında uyumamı ister. Sabah uyandım, haftasonuydu okul yoktu. Sabah ereksiyonu yüzünden sikim kalkık vaziyette uyanmıştım, mastürbasyon yapmaya karar verdim. Annem henüz uyanmamıştı ben boxerımı çıkartıp geriye doğru yaslanıp çekmeye başladım.
    Yaklaşık bir saat geçti ve iyice yorulmuştum o sırada annem uyandı gözleri uykulu vaziyette bana bakıp “günaydın hayatım” dedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu, “günaydın annecim” diye yanıtladım.
    “Yine iş üstündesin bakıyorum” dedi gülerek. Ben de yine gülerek “evet annecim sabah sabah kalkmış yine indireyim diye uğraşıyorum” dedim. Yataktan kalktı, üzerinde siyah renkte saten bir gecelik vardı. Lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra geri geldi ve yanıma uzandı.
    – Yorulduysan ben devam edeyim canım.
    + Çok iyi olur anne ya bir saati geçti, kollarım uyuştu.
    Annem eline alıp sıvazlamaya başladı, uzanınca saten geceliği iyice sıyrılmıştı. Siyah dantelli külotu gözüküyordu. On dakika geçmişti ki annem “canım ne zamandan beri sürekli bunu yapıyoruz hala değişen birşey yok acaba farklı birşey mi denesek artık?” dedi.
    – Nasıl yani farklı birşey
    + Yani sonuçta boşalmak için iyice tahrik olman lazım, elle bunu yapmak zor biraz.
    – E ne yapacağız peki?
    “Şunu” dedi ve birden eğilerek sikimi ağzına aldı. Hem şok olmuştum hem de kasıklarımı müthiş bir zevk kaplamıştı. “Anne ne yapıyorsun” dedim. Annem kafasını kaldırıp hafifçe gülümseyip eliyle “şşş” işareti yapıp tekrar ağzına aldı ve devam etti. Ağzının içi sıcacıktı ve inanılmaz bir zevk alıyordum, arada bir çıkarıp eliyle bir süre ileri geri yapıyor, taşaklarımı da ağzına alıyor sonra yalamaya devam ediyordu. Bir süre sonra geleceğimi hissettim ve “anne geliyor” dedim inleyerek. Annem bana doğru bakıp gözlerini kırparak tamam anlamında bir işaret yaptı ve sikimin bir kısmı ağzının içindeyken eliyle git gel yapmaya başladı. Ve çok geçmeden inleyerek şiddetli bir şekilde annemin ağzının içine patladım, annem hiç durmadan devam etti. Boşalmam bittikten sonra ağzında biriken dölleri göbeğimin üzerine tükürdü ardından yatağın yanındaki komodinin çekmecesinden peçete alıp dölleri güzelce temizledi ve bana bakıp gülümseyerek “rahatladın mı tatlım” dedi. “Anne bu inanılmaz birşeydi” diye cevapladım. “Oyy yerim seni bitanem benim” diyip yanaklarımı sıktı ve “bundan kimseye bahsetmek yok tamam mı, bu bizim küçük sırrımız” dedi. “Tabi ki annecim anlatılır mı böyle birşey” diye yanıtladım.
    Ertesi gece yine beraber yatacaktık eşofmanlarımı giyip annemin odasına gittim. Geceliğini giymiş aynanın karşısına oturmuş saçlarını tarıyordu. Yanına gidip “annecim” dedim, “dün sabah yaptığını yapsan yine olur mu”. Annem gülerek:
    – Azgın oğluşum benim yine mi istiyorsun
    + Evet anne çok zevkliydi
    – Tamam bebeğim yaparız yine sen birşey istersin de ben hayır diyebilir miyim hiç.
    Çok mutluydum eşofmanımı, boxerımı herşeyimi çıkarıp yatağa attım kendimi. 5 dakika kadar sonra annem saç taramasını bitirip yatağa yanıma geldi. Önce yanağıma ve dudağıma birkaç öpücük kondurup “bebeğim benim” diye saçlarımı okşayıp sevdi. Ardından eğilip sikimi ağzına aldı, sırtı bana dönük vaziyetteydi, kısacık geceleği tamamen sıyrılmış, altındaki leopar desenli küçücük külotundan fışkıran kalçaları kabak gibi ortadaydı.
    Yaklaşık yarım saat olmuştu, kendimden geçmiştim adeta. Mastürbasyonlarda bana ilk yardım etmeye başladığı zamanlarda hala anneme karşı o tarz şeyler hissetmiyordum ama artık aldığım zevkle kafamda film kopmuştu. Birden gayri ihtiyari elimi annemin açıkta duran kalçasına attım. Annem tepki vermeden yalamaya devam ediyordu. Elimle ileri geri yapıp okşamaya ve sıkmaya başladım annem hala tepki vermeden emmeye devam ediyordu. Bundan cesaret alıp elimi biraz yukarı beline doğru kaydırdım ardından yavaşça külotundan içeri soktum. Ellerim çıplak kalçalarında geziniyordu ve annem iştahla yalamaya devam ediyordu. Tepki vermeyeceğine artık iyice emin olduğum için bir adım daha ileri gittim ve elimi biraz daha aşağı doğru götürdüm, amını okşamaya başladım, ardından yavaş yavaş parmağımı soktum, sonra oradan çıkarıp bu kez de götünü parmakladım bir süre.
    Ok yaydan çıkmıştı, artık bir hamle daha yapıp bu işi sonuca bağlamam gerekiyordu. Elimi külotundan çıkardım eğilip annemi kollarından tutup sırt üstü yatırdım, geceliğinin askılarını indirdim, sütyen yoktu koca memelerine yumuldum. Birini yalıyor bırakıp diğerine geçiyor, sonra tekrar öbürüne dönüyordum. Annem hiçbir şey demiyor sadece elleriyle başımın üstünden beni memelerine doğru bastırıyor arada bir de “ohh, ahh” diye inliyordu. Ardından geceliğini tümden çıkardım, yalnızca külotu vardı üstünde. Sonra külotunu çıkarıp amına yumuldum. Annem yine elleriyle başımın üstünden bastırıyor bir yandan da “bebeğim, canım oğlum, bitanem” diye inliyordu.
    Artık zamanı gelmişti kafamı kaldırdım, annemle göz göze geldik. Üzerine uzanıp bacaklarımın arasında yerini aldım, ilk kez olacağı için çok acemiydim, annem eliyle sikimi tutup amına doğru soktu ardından elleriyle belime bastırarak iyice girmesini sağladı, artık bundan sonrası bendeydi önce yavaş yavaş girip çıkmaya başladım ardından iyice hızlandım annem yine “bebeğim, aşkım harikasın aslan oğlum” diye inlemeye devam ediyordu. Yaklaşık yarım saat böyle devam etti, arada pozisyon değiştiriyorduk. Sonra boşalacağımı anladım hemen çıkıp sikimi annemin yüzüne doğrulttum birkaç kez sıvazladıktan sonra şiddetli bir şekilde patladım, annemin yüzü, saçları her tarafı döl içinde kalmıştı. Annemin yanına doğru yığılıp kaldım, inianılmaz zevkliydi ama ikimiz de nefes nefese kalmış çok yorulmuştuk.
    5-10 dakika öyle yattık, ardından annem komodininin çekmecesinden peçete alıp yüzündeki dölleri temizledi. Sonra bana doğru bakıp yüzümü iki elinin arasına alıp “şimdi tam bi erkek oldun işte bebeğim” dedi. Ardından da “artık problemini de dert etmene gerek yok, anneciğini istediğin kadar sikebilirsin bitanem” dedi.
    -Anne sen harikasın, inanılmazsın
    +Sen de öylesin meleğim benim diyip dudaklarımdan öptü.
    Sonra “hadi gel bi duş alalım böyle terli terli yatılmaz” dedi, birlikte onun odasındaki banyoya girdik önce beni güzelce köpükleyip her yerimi yıkadı, sonra kendisi de yıkandı. Çıkıp kurulandık ve hemen yatağa attık ikimiz de çok yorulmuştuk çok sürmeden de uykuya daldık.
    Sabah annemin sesiyle uyandım “Onuur hadi kalk bebeğim, bugün pazartesi okul var.” Hafifçe doğrulup baktım annem üzerinde iç çamaşırlarıyla gardırobun önünde kıyafet seçiyordu. Yataktan kalkıp annemin odasındaki banyoya doğru gidirken annemin götüne bir şaplak atıp “günaydın annecim” dedim. Dönüp gülümsedi “günaydın bitanem” diye yanıtladı ardından banyoya girdim kapıyı örtme gereği duymadan klozetin önüne gelip işemeye başladım, sonra elimi yüzümü yıkayıp odaya döndüm. Annem hala giyinmemişti, bana dönüp elindeki birbirinden seksi üç eteği gösterip sordu:
    – Bebeğim sence hangisi?
    + “Bence hiçbiri annecim böylesi en güzeli, hatta şu külota bile gerek yok” dedim sırıtarak.
    Annem de güldü ve “bence de öyle hayatım ama bu sadece sana özel işe giderken birşeyler giymek zorundayım o yüzden sence hangisi?” diye sordu tekrar. Ben de şöyle bir bakıp siyah dizüstü ve andan yırtmaçlı olan eteği seçtim. “Teşekkür ederim” bebeğim dedi ve eteğini giydi, ardından üzerine beyaz bir gömlek giyip yukarıdan çatalının gözükmesini sağlayacak şekilde birkaç düğmesini açtı. Ben de odama gidip giyindim ardından kahvaltımızı yapıp çıktık.
    Okulda gün boyu annemin hayaliyle içim içime sığmadı, son derse kadar dakikaları hatta saniyeleri saydım. Okul biter bitmez soluğu evde aldım annem benden önce gelmişti, mutfakta tezgahın önünde yemek hazırlıyordu üzerini değiştirmemişti hala sabahki eteği ve gömleği altında da siyah, rugan topuklu ayakkabısı vardı. Geldiğimi duyunca “hoşgeldin bebeğim” diye seslendi. Çantamı bir kenara atıp doğruca mutfağa daldım ve ellerimi belinden dolayıp tüm vücudumla sarılıp “hoşbuldum annecim” dedim ve boynundan öptüm.
    – Nasıldı günün tatlım?
    + Tüm gün akşam olsun da eve geliyim diye bekledim, seni çok özledim annecim
    – Oyy kıyamam sana
    + Anne yine yaparız di mi dünkü şeyi
    – Yaparız annecim ama önce şu yemeğimizi bi yiyelim acıkmışsındır sen de
    Annemi mutfakta bırakıp odama gittim boxer dahil üzerimdeki herşeyi çıkarıp geri mutfağa döndüm. Annem çırılçıplak görünce “ee tabi erkeğin malı meydanda olur” diyip bi kahkaha attı. Ben de “valla annecim benimki bundan sonra hep meydanda olacak, senin de öyle olmanı istiyorum bundan sonra bu evde giyinik dolaşmayı yasaklıyorum” dedim gülerek. Annem de “tamam küçük erkeğim sen yeter ki iste” dedi. Annem yemekle uğraşırken ben de onu soymaya başladım önce eteğini ardından gömleğini ve iç çamaşırlarını çıkardım. Yemek de hazır olmuştu ikimiz de çırılçıplak sofraya oturduk yemeye başladık bir yandan da sohbet ediyorduk. Bu sırada anneme gün boyu aklımda olan bir şeyi sormaya karar verdim.
    – Anne sana birşey sorabilir miyim?
    + Tabi tatlım.
    – Sen hiç arkadan yani götten yaptın mı?
    Annem önce şaşırıp gülümsedi.
    – Babanla evliyken bir kez yapmıştık.
    + Sonra bir daha niye yapmadınız?
    – Çünkü anal seks biraz fazla acıtıyor canım.
    + Peki benimle de yapar mısın?
    – Haşin erkeğim benim çok mu istiyorsun annenin götüne girmeyi bakalım?
    + Evet çok istiyorum anne yani çok merak ediyorum, lütfen lütfen.
    – Tamam hayatım. Oğluşum benden birşey ister de ben onu kırabilir miyim hiç.
    Çok mutluydum ve heyecanlıydım annemin o seksi götüne girecektim.
    İkimiz de yemeğimizi bitirdik anneme “hadi anne çabuk yatağımıza geçelim artık” dedim. “Tamam bebeğim şu masayı toparlayayım geçelim” dedi. Bir saniye bile dayanacak sabrım kalmamıştı gidip hemen yataktaki yerime aldım, 1-2 dakika sonra da annem geldi önce öpüşmeye başladık ardından annem yarrağımı ağzıma aldı sonra 69 pozisyonuna geçtik bir süre bu pozisyonda birbirimizi yaladık. Artık vakit gelmişti annem üzerimden kalkıp kozmetik eşyalarının olduğu komodininden bir krem aldı, ardından bu kremi bana verip domaldı ve “bebeğim bu kremi götümün deliğine ve çevresine iyice sür daha rahat girmesini sağlar” dedi. Hemen söylediğini yapmaya başladım kremi iyice sürüp yaydıktan sonra bir iki kez de parmağımla bastırarak deliği açtım. Ardından sikimin başını deliğe dayadım ve yavaşça soktum. Sonra bir kısmını sonra bir kısmını daha derken artık sikim tamamıyla içerideydi. Yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Sonra hızlandım, annem inliyordu, acı çektiği belliydi. Kıyamayıp “annecim acıyorsa çıkartayım” dedim “yok bebeğim devam et” diye cevapladı. Canı yanıyordu ama ben çok istediğim için yine de devam ediyordu.
    Götü daracıktı ve müthiş zevkliydi. Yarım saat kadar siktim ve ardından götünün derinliklerine boşaldım ve üzerine yığıldım. O yorgunlukla ikimiz de uyuyakalmışız. Sabah erkenden kalkıp birlikte duş aldık ve kahvaltımızı yapıp evden çıktık.
    Artık günlerimiz hep böyle geçiyor benim okulum onun da işi haricinde neredeyse hiç dışarı çıkmıyoruz, günlerimiz evde sevişerek geçiyor ve ikimiz de bu durumdan çok memnunuz.
    anal sex hikayeleri analsekshikayeleri ensest hikaye erkek sikis hikayeleri erotik hikaye gizli seks anıları ilk sikiş hikayeleri kaye porno hikaye porno hikayeler porno hikayesi seks h seks hikaye seks hikayeleri sex hikaye sex hikayeler sex hikayeleri sex himaye sex jikaye suriyeli sex hikayesi
  • Annemi Zorla Siktim kilitledim yatak odasına

    Annemi Zorla Siktim kilitledim yatak odasına

    Selam  doslar ben bugun sizlere annem ile başımdan geçen bir olayı anlatıcam. Adım Arda lise son öğrencisi ve yeterince yakışıklı biriyim, bende sizler gibi seks hikayesi okuruyum fakat böyle birşey yaşıyacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. Annem 34 yaşında  minyon fakat göğüs bacakları dolgun kalçası oldukça kalkık ve modern giyinen bir ingilizce öğretmeni üstelikte bizim okulda fakat hiç bir arkadaşım benim annem olduğunu bilmez.Annem le babam ben daha doğmadan önce ayrılmışlar ve ben babamı tanımadan büyüdüm desem yalan olmaz.

    Günlerden pazartesiydi ilk üç ders annemin dersiydi derken annem geldi her zamanki gibi ders başladı arka sıradaki arkadaşlarımın konuşması kulağıma geliyordu. Sürekli annemin baçaklarından götünden ve memelerinden bahsediyorlardı kendimi tutuyor başka seylerle kafamı dağıtmaya çalışıyordum.
    Herneyse akşam eve geldiğimde annemle akşam yemeğine oturduk ve sohbet esnasında giyimine dikkat etmesini söyledim, oda ne oldugunu sordu bende anlatamadım durumu ben öyle istiyorum dedim, Annemde bak sen beyefendiye büyümüşte bana karışır olmuş diyerek cevap verdi.
    Ertesi gün yine standart ingilizce dersimiz vardı annem sınıfa bir girdi adeta bütün sınıf hipnoz olmuş gibiydi annemin altında siyah dar ve diz üstü mini bir şort ve üzerindede beyaz gögüs dekolteli gömlek vardı annem adeta bir lolita gibiydi.Herneyse ders başladı yine bizimkiler sohbete başladılar annemin götüne bakarken adeta salyaları akıyordu derken kendimi tutmaya çalılşsamda arkadamdan dürterek bu kadını siken amma şanslıdır dediler. Kan beynime sıçramıştı birden yumruk attım ver birbirimize girdik annem ayırdı ve ikimizede tokat attı derken ben sinirle sınıftan çıktım direkt eve gittim.
    Akşam annem eve bir sinirle gelerek direk duş aldı ve akşam yemeği masasında buluştuk ve bugunki davranışlarımın anlamını sordu. Bende yeter be diyerek anlatmaya başadım anlatmaya sınıftaki bütün erkeklerin senin götüne hayran herkez dersi değil senin götünü başını izliyor herkez seni sikmeyi hayal ediyor dedikçe annem anlamsızca gülümsedi, ne gülüyorsun dediğimde sanane be hoşuma gitti belki diyerek cevap vermesi beni deliye cevirdi.
    Birden yemek yasasından kalktım ve annemin saçını elime doladım annem cığlıklar atıyor fakat ben sinirden duymuyordum sanki,birden yatak odasına fırlattım ve direk donumu indirdim sikimi okşayarak kaldırdım gözleri yaşlı yatakta kaçmaya çalışan annemin elinden tutup zorla domalttım ve zorlaya zorlaya göt deliğine girdim bir yandan sikiyor bir yandanda sürekli götüne tokat atarak fahişe orospu diye bağırıyordum birden çıkıp annemin yüzüne gözüne boşaldım ve direk duşa girdim o günden sonra baya süre konuşmasakta annem yavaş yavaş bana sokuluyor biliyorum o kadar sene yarraksızlıktan sonra benim yarrağımın tadı damadğında kaldı yine sikicem ama önce biraz burnu sürtsün bir sonraki hikayemde görüşmek üzere sevgili ensest severler.
    anal sex hikayeleri ensest hikaye ensest hikayeler erotik hikayeler porno hikaye porno hikayesi resimli erotik hikayeler seks hikayesi sex hikaye sexi bakire
  • Bembeyaz vücudu olan yengeme neler yaptım

    Bembeyaz vücudu olan yengeme neler yaptım

    Yengem 46 yaşında ve yaklaşık 5 sene önce eşinden boşandı ve şuan da Ankara da tek başına yaşıyor bir gün onu ziyarete gittim ve bizde yaklaşık dört senedir görüşmüyoruz okulla alakalı bir durum nedeniyle Ankara’ya gitmiştim yani staj için daha sonra yengemi ziyaret ettim bir hafta onda kalacaktım bir yer bulana kadar her şey çok iyi gidiyordu konuşuyorduk dertleşiyorduk muhabbet ediyorduk güzel ve komik bir kadındı yani hangi adam böyle bir kadını bırakabilir ki ben şahsen tapardım istenilen her şeye sahip yaşına göre fiziği yüzü mükemmel insanları güldürüyor ve çok güzel kızıla yakın saçları var bence çok saçmaydı..4 gün önce gece kalkmıştım su içecektim ve çok susamıştım ama inleme sesleri duydum bir an merak ve korku uyandı içimde yavaşça yengemin odasına doğru gittim kapısı aralıktı ve 62 çekiyordu onu izlemeye başladım ve ondan zevk alıyordum özellikle de onun inlememeye çalışıp yatakta kendini parmaklayarak çırpınmasından her heri ortadaydı çırılçıplaktı o kızıl saçları yastığı sarmış ve yerinde duramayan hareket eden kalçaları sanki porno izliyomuş gibi zevk almıştım bu mature pornolarında yaşı olan ama seni kudurtan kadınlar gibiydi beni kudurtuyordu ona atlamak istiyordum ve inlerken kafası kapıya doğru döndü gözleri kapalı dudaklarını ısırıyordu o dudakları ben ısırmak istiyordum çok seksiydi ve işini biliyordu ve ben mature sikişin ne kadar zevk verdiğini biliyordum evet o an yengemi o parmakları yerine ben sikmek istiyordum ve onu izlerken gözleri hafifçe aralandı ve beni gördü direk toparlandı üzerine bir şeyler örtmeye çalıştı bende önemli değil yeni gelmiştim deyip gidecektim ama yapamadım onun yerine kapıyı sonuna kadar ittim ve elini değil içine şuan seni izlerken taş gibi olan sikimi al dedim ne yapacağını şaşırmış bana bakıyordu ve yanına gittim saçlarından tuttum geriye çektim yatağa oturup dilimle boynundan ağzına doğru yaladım beni duydun dedim seni sikmek için deliren bir şey var bu pantolonun içinde ve sen elin herine benim sikimi ve bedenimi hissetmek istemez misin dedim..Ben hayatımda beyaz tenli porno izlerken bile bukadar azmamıştım. Sonra o yeşil gözleriyle bana yaptı eliyle vücudunu kapatmaya çalıştığı örtüyü attı ve kulağıma isterim dedi ve kulağımı yaladı sonra beni soymaya başlıyordu bir yandan da ben soyunuyodum çünkü dayanacak gibi değildim ve işte o an gelmişti sikim onun ağzında yanaklarında dilinde ve boğazında hareket ediyordu aklımdan kendine yaptıkları çıkmıyordu sikimi yalarken bile inliyodu o ellerini tuttum ve inlerken ağzına sikimi sokup çıkardım hala inliyodur boğazına kadar soktukça inlame sesleri kesilip devam ediyordu sonra onu yatırdım bacaklarını açtım ve sikimi amına soktum sikmeye başladım bu sefer daha da kendinden geçmişti çünkü artık içinde eli değil ben vardım ve taşaklarımın saplama sesi hiç durmadan onu siktim bir yandan taşağımı tutup oynamak istiyordu bir yandan kendi amını okşuyordu saçlarını çekiyordu zevkten avazı çıktığı kadar bağırıp bana hadi bebeğim mükemmelsin devam et diyodu dahada hızlanıyodum o sikimi içinde kaybedercesine ittiriyordum daha sonra boşaldım ve devam ettim sonra sikimi ona döndürüp amını emmeye başladım inleyerek bir ah çekti ve sonra o da taşaklarımla sikimi yalamaya devam etti o güzel amını vakum gibi çekip emiyodum sonra yanına gittim ve  sence de bu ikimiz içinde daha zevkli değilmi dedim oda beni öptü ve kıyaslanamaz dedi..Sonra ne mi oldu stajım boyunca 6 ay burada kalmaya karar verdim ve artık yengem değil sex partneri olmuştuk ve 6 ay boyunca da sikişmeye doyamayacağımız kesin ve bu kalan ay hem bana hem ona mükemmelin ötesinde deneyimler yaşatacak ve her yerinden sikmeye devam edicem her saat ve her dakika şuan 4 gündür birbirimizle sikişmeye doyamadık ama önümüzde yeterince zaman var..

    porno hikayesi seks hikaye sex hikaye yenge hikaye
  • Dul Ablamın İçine Boşaldım

    Dul Ablamın İçine Boşaldım

    Merhaba sex hikayesi okurları, İsmim Cem 22 yaşında esmer  yağız bir delikanlıyım , sizlere Maraştan yazıyorum. Bu anlatacağım hikayede isimler dışında herşey gerçek ve yüzde yüz yaşanmıştır.

    Ben üç çocuklu ailenin ortancısıyım benden küçük bir erkek kardeşim ve birde benden 2-3 yaş büyük bir ablam var. Ablam  kara kaş kara gözlü tam bir esmer bomba,vucudu oldukca dolgun ve kendisine bakmasını çok iyi biliyor yani giydiğini yakıştırır.
    Ablam genç yaşta evlenmiş fakat eniştenin alkolik cıkması ve sürekli davak sonucunda boşanıp aile evimize geri dönmüşdü.Ablam gereğinden fazla rahat bir kişiliğe sahiptir.Olur olmadık yerde kıyafetlerini çıkartır yanımda soyunur etrafta iç çamaşırlarını dahi bulabilirsiniz.
    Yine yaz ayıydı ve işten eve gelmiştim evde aşırı bir sessizlik vardı , heyy kimse yok mu diye seslendim fakat ses yoktu buz dolabında bir nota gözüm çarptı , nottu annem bırakmıştı söylediğine göre ailecek teyzemlere gitmişler ve 3 gün gelmiyeceklerini söylemişti. Bu arada teyzemler mardinde.
    Bende direk soyunup önce serin bir duş almış daha sonra bilgisayarın karşısına geçmiş kendimi boşaltmak için uygun bir porno film arayışına geçmiştim.Derken internet hızımın düşük olmasından baktım ki video izleyemiyorum bende ensest hikayelerin olduğu bir siteye girdim ve bir hikaye açtım okumaya başladım ve bu aradada elimle penisimi okşuyordum, Aletim iyice kalkmıştı derken aniden bir ses ile irkildim odaya biri girmişti bende direk aletimi sakladım giren ablamdı..
    Ne yapıyorsun sen diye sordu fakat ben utançtan önce cevap veremesemde sonra sadece sen gitmedin mi diyebildim, oda hayır ne işim var moruklalarla o nu boşverde sen ne yapıyorsun bakalım diyerek şeytani bir şekilde gülümsedi ve yanıma yaklaştığında şok oldu, bende yeni fark etmiştim bilgisayarın ekranını açık unutmuştum ve açtığım hikaye başlığında ablamı sikmek istiyorum yazıyordu.
    Ablam birden bu ne diye sordu ben tepki göstermesini beklerken ,hadi birlikte okuyalım diyerek yanıma oturdu , ne kadar olmaz olur mu öyle şey desemde, sen öyle desende küçük cem öyle demiyor diyerek penisimi eli ile avucladı ve ufak ufak sıvazlarken hikayeyi sesli sesli okuyordu derken bir cümlede, ” ablası cocugun sikini ağzına sokuyor” yazıyordu bu yazıyı okudu ve birden benim aletimi ağzına soktu deli gibi emiyor adeta sömürüyordu derken bende saclarından tutrak kafasını aşşağı yukarı bastırıyordum.
    Birden ayağa kaldırıp bilgisayar masasına dayadım ve altındaki mini şortu inidrdim ve kaymak gibi amcığı gözümün önündeydi ve direk ellerimle iki yana ayırarak dibine kadar yalamaya başadım,her dil darbemde inlemesi gittikce artıyor amı gittikce sulanıyordu . Birden ” yeter artık sok içime gir seni hissetmek istiyorum “diye seslendi bende direk ayağa kaltım ve kalmış olan kazık gibi olan yarrağıma tükürüp ablamın amına sapladım. O anda öyle bir çığlık attı ki sanki kulak zarım delinecekti.
    Hızla alev gibi yanan amının içerisinde gidip gelirken cılgınlar gibi bağırıyor , içime boşal diye yalvarıyordu derken dayanamadım ve ablamın içini doldururcasına boşaldım, ve aletimi çıkarttığımda spermlerim ablamın baçaklarından aşşağıya süzülüyordu.daha sonra güzel bir duş ardından yağa geçtik ve uzanıp orgazm sıgarası yakarak sohbet etmeye başladık,Korunuyormusun diye sorduğumda kendisinin kısır olduğunu asılında enişteyle bundan dolayı ayrıldıklarını söyledi,hoş bu benim işime gelmiştir.
    Artık her fırsatta ablamla sevişiyor seks yapıyor her fantezimizi gerçekleştiriyorduk.Hatta yanlız kaldıkca baş başa oturup birlikte seks hikayesi, abla sikme hikayesi ve ensest hikayeler okuyor daha sonrada hikayeyi gerçekleştiriyorduk.Hikayemin devamı gelicek sizleri seviyorum fantezi fetiş severler.
    ensest hikaye porno hikaye seks hikaye sex hikaye